KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
إِذْ hani  
قَالَ ḳāle demişti ki ق و ل
اللَّهُ llahu Allah  
يَا عِيسَى yā ǐysā Îsa  
ابْنَ bne oğlu ب ن ي
مَرْيَمَ meryeme Meryem  
اذْكُرْ ƶkur hatırla ذ ك ر
نِعْمَتِي niǎ’metī ni’metimi ن ع م
عَلَيْكَ ǎleyke sana olan  
وَعَلَىٰ ve ǎlā ve olan  
وَالِدَتِكَ velidetike annene و ل د
إِذْ hani  
أَيَّدْتُكَ eyyedtuke seni desteklemiştim ا ي د
بِرُوحِ birūHi Ruh ile ر و ح
الْقُدُسِ l-ḳudusi l-Kudüs ق د س
تُكَلِّمُ tukellimu konuşuyordun ك ل م
النَّاسَ n-nāse insanlarla ن و س
فِي  
الْمَهْدِ l-mehdi beşikte iken م ه د
وَكَهْلًا ve kehlen ve yetişkin iken ك ه ل
وَإِذْ ve iƶ hani  
عَلَّمْتُكَ ǎllemtuke sana öğrettim ع ل م
الْكِتَابَ l-kitābe Kitabı ك ت ب
وَالْحِكْمَةَ velHikmete ve hikmeti ح ك م
وَالتَّوْرَاةَ ve ttevrāte ve Tevrat’ı  
وَالْإِنْجِيلَ vel’incīle ve İncil’i  
وَإِذْ ve iƶ hani  
تَخْلُقُ teḣluḳu yaratıyor خ ل ق
مِنَ mine -dan  
الطِّينِ T-Tīni çamur- ط ي ن
كَهَيْئَةِ kehey’eti şeklinde bir şey ه ي ا
الطَّيْرِ T-Tayri kuş ط ي ر
بِإِذْنِي biiƶnī benim iznimle ا ذ ن
فَتَنْفُخُ fetenfuḣu üflüyordun ن ف خ
فِيهَا fīhā içine  
فَتَكُونُ fe tekūnu oluyordu ك و ن
طَيْرًا Tayran kuş ط ي ر
بِإِذْنِي biiƶnī benim iznimle ا ذ ن
وَتُبْرِئُ ve tubriu ve iyileştiriyordun ب ر ا
الْأَكْمَهَ l-ekmehe anadan doğma körü ك م ه
وَالْأَبْرَصَ vel’ebraSa ve alacalıyı ب ر ص
بِإِذْنِي biiƶnī benim iznimle ا ذ ن
وَإِذْ ve iƶ ve hani  
تُخْرِجُ tuḣricu çıkarıyordun خ ر ج
الْمَوْتَىٰ l-mevtā ölüleri م و ت
بِإِذْنِي biiƶnī benim iznimle ا ذ ن
وَإِذْ ve iƶ ve hani  
كَفَفْتُ kefeftu savmıştım ك ف ف
بَنِي benī oğullarını ب ن ي
إِسْرَائِيلَ isrāīle İsrail  
عَنْكَ ǎnke senden  
إِذْ zaman  
جِئْتَهُمْ ci’tehum sen onlara getirdiğin ج ي ا
بِالْبَيِّنَاتِ bil-beyyināti açık deliller ب ي ن
فَقَالَ feḳāle demişti ق و ل
الَّذِينَ elleƶīne kimseler  
كَفَرُوا keferū inkar edenler ك ف ر
مِنْهُمْ minhum içlerinden  
إِنْ in  
هَٰذَا hāƶā bu  
إِلَّا illā başka bir şey değil  
سِحْرٌ siHrun bir büyüden س ح ر
مُبِينٌ mubīnun apaçık ب ي ن
TÜRKÇE OKUNUŞ
110. iẕ ḳâle-llâhü yâ `îse-bne meryeme-ẕkür ni`metî `aleyke ve`alâ vâlidetik. iẕ eyyettüke birûḥi-lḳudüsi tükellimü-nnâse fi-lmehdi vekehlâ. veiẕ `allemtüke-lkitâbe velḥikmete vettevrâte vel'incîl. veiẕ taḫlüḳu mine-ṭṭîni kehey'eti-ṭṭayri biiẕnî fetenfüḫu fîhâ fetekûnü ṭayram biiẕnî vetübriü-l'ekmehe vel'ebraṣa biiẕnî. veiẕ tuḫricü-lmevtâ biiẕnî. veiẕ kefeftü benî isrâîle `anke iẕ ci'tehüm bilbeyyinâti feḳâle-lleẕîne keferû minhüm in hâẕâ illâ siḥrum mübîn.
DİYANET VAKFI
110. Allah o zaman şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene (verdiğim) nimetimi hatırla! Hani seni mukaddes ruh (Cebrail) ile desteklemiştim; (bu sayede) sen beşikte iken de yetişkin çağında da insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı (okuyup yazmayı), hikmeti, Tevrat ve İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan, kuş şeklinde bir şey yapıyordun da ona üflüyordun, hemen benim iznimle o bir kuş oluyordu. Yine benim iznimle anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Ölüleri benim iznimle (hayata) çıkarıyordun. Hani İsrailoğullarını (seni öldürmekten) engellemiştim; kendilerine apaçık deliller (mucizeler) getirdiğin zaman içlerinden inkar edenler, "Bu, apaçık bir sihirden başka bir şey değildir" demişlerdi.
DİYANET İŞLERİ
110. Allah, "Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve anana olan nimetimi an" demişti, "Seni Ruhul Kudüs ile desteklemiştim; beşikte ve yetişkin iken insanlarla konuşuyordun; sana Kitap'ı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim. Sen iznimle, çamurdan kuş gibi bir şey yapmış ona üflemiştin de iznimle kuş olmuştu; anadan doğma körü, alacalıyı iznimle iyi etmiştin. Ölüleri iznimle diriltiyordun. İsrailoğullarına belgelerle geldiğinde, onlardan inkar edenler, 'Bu apaçık bir büyüdür' demişlerdi de Ben onların sana zarar vermelerini önlemiştim."
ELMALILI HAMDI YAZIR
110. Allah şöyle diyecektir: "Ey Meryemoğlu İsa! Sana ve annene olan nimetimi hatırla! Hani seni Rûhu'lKudüs (Cebrâil) ile desteklemiştim. Beşikteyken ve kemâle ermişken insanlarla konuşuyordun. Sana yazıyı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim. İznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapmış ve ona üflemiştin, o da iznimle kuş olmuştu. Anadan doğma kör olanı ve alaca hastalığına yakalanmış kimseyi iznimle iyileştirmiştin. Ölüleri iznimle (hayata) çıkarmıştın. İsrailoğulları'na âyetlerle geldiğin ve onlardan inkâr edenlerin: "Bu ancak apaçık bir sihirdir" dedikleri zaman seni, onlardan korumuştum.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
110. An o zamanı ki Allah ey Meryemoğlu İsa, hatırla sana ve annene verdiğim nimetimi demişti, hatırla ki seni RuhülKudüs'le kuvvetlendirdim de beşikteyken de insanlarla konuştun, olgunluk çağında da. Hani sana kitabı, hikmeti, Tevratı ve İncil'i öğretmiştim. Hani topraktan kuş şeklinde bir şey yapardın iznimle de ona üfürürdün, o da iznimle kuş olurdu ve anadan doğma körün gözünü açar, abraş illetine uğrayanı o illetten kurtarırdın iznimle ve hani ölüyü, iznimle mezardan çıkarmış, diriltmiştin. Hani, İsrailoğullarına apaçık delillerle geldiğin zaman onlardan kafir olanlar, bu ancak açık bir büyü demişlerdi de ben seni kurtarmıştım onların elinden.
ALİ BULAÇ
110. Allah şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana Kitab’ı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. İznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi) oluşturuyordun da (yine) iznimle ona üfürdüğünde bir kuş oluveriyordu. Doğuştan kör olanı, alacalıyı iznimle iyileştiriyordun, (yine) Benim iznimle ölüleri (hayata) çıkarıyordun. İsrailoğulları’na apaçık belgelerle geldiğinde onlardan inkara sapanlar, "Şüphesiz bu apaçık bir sihirdir" demişlerdi (de) İsrailoğulları’nı senden geri püskürtmüştüm."
SÜLEYMAN ATEŞ
110. Allah demişti ki: "Ey Meryem oğlu Îsa, sana ve annene olan ni'metimi hatırla, hani seni Ruhu'l-Kudüs ile desteklemiştim; beşikte ve yetişkin iken insanlarla konuşuyordun; sana Kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. Benim iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yaratıyor, içine üflüyordun, benim iznimle kuş oluyordu; anadan doğma körü ve alacalıyı benim iznimle iyileştiriyordun; benim iznimle ölüleri (diriltip kabirlerden) çıkarıyordun ve İsrail oğullarını da senden savmıştım; hani sen onlara açık deliller getirdiğin zaman, içlerinden inkar edenler: "Bu açık bir büyüden başka bir şey değil!" demişti.
GÜLTEKİN ONAN
110. Tanrı şöyle diyecek : "Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim; beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. İznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi) oluşturuyordun da iznimle ona üfürdüğünde bir kuş oluveriyordu. Doğuştan kör olanı ve alacalıyı iznimle iyileştiriyordun. (Yine) Benim iznimle ölüleri (hayata) çıkarıyordun. İsrail oğullarına apaçık belgelerle geldiğinde onlardan küfredenler "Bu apaçık bir büyüden başka bir şey değil" demişlerdi (de) İsrailoğullarını senden geri püskürtmüştüm.
SUAT YILDIRIM
110. Allah o gün buyuracak ki: “İsa! Hem senin, hem annenin üzerinizdeki nimetimi iyi düşün! Düşün ki: Ben Seni Ruhu'l-kudüsle desteklemiştim. Sen beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşmuştun.Ben sana kitabı, hikmeti, Tevrat ve İncil’i öğretmiştim.Sen, Ben’im iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapıyor, ona üflüyordun; o da Ben’im iznimle kuş oluveriyordu.Düşün ki: Sen Ben’im iznimle anadan doğma âmanın gözünü açıyor, abraşı da iyileştiriyordun. Düşün ki: Sen Ben’im iznimle ölüleri kabirden diri olarak çıkarıyordun.Hani Ben İsrailoğullarının şerlerini (öldürme kasıtlarını) senden defetmiştim. Kendilerine apaçık deliller, mûcizeler getirdiğin zaman da onların kâfirleri: “Bu besbelli bir büyüden başka bir şey değil!” demişlerdi. (2,87; 3,46.49; 9,30) {KM, Matta 12,24; Markos 3,22; Luka 11,15}