Mim-Ra-Ye     م ر ي
To draw forth a thing, to dispute or contend, to doubt.
  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 20 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
4 kez   تَمَارَ
1 kez   تُمَارِ
1 kez   مِرَاء
5 kez   مِرْيَة
4 kez   مُمْتَرِين
5 kez   يَمْتَرُ
Kökten (تَمَارَ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 42:18  يُمَارُونَ    yumārūne    tartışanlar  
Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Şûrâ  Suresi 18. Ayet
يَسْتَعْجِلُ بِهَا الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِهَا ۖ وَالَّذِينَ آمَنُوا مُشْفِقُونَ مِنْهَا وَيَعْلَمُونَ أَنَّهَا الْحَقُّ ۗ أَلَا إِنَّ الَّذِينَ يُمَارُونَ فِي السَّاعَةِ لَفِي ضَلَالٍ بَعِيدٍ (18)

18. Ona inanmayanlar, onun çabuk kopmasını isterler. İnananlar ise ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki, kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.
 53:12  أَفَتُمَارُونَهُ    efetumārūnehu    kuşku mu duyuyorsunuz?  
Fiil   Edilgen   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Necm  Suresi 12. Ayet
أَفَتُمَارُونَهُ عَلَىٰ مَا يَرَىٰ (12)

12. Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız?
 53:55  تَتَمَارَىٰ    tetemārā    kuşku duyuyorsun  
Fiil   Edilgen   2. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   

Necm  Suresi 55. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكَ تَتَمَارَىٰ (55)

55. Şimdi Rabbinin nimetlerinin hangisinde şüpheye düşersin.
 54:36  فَتَمَارَوْا    fetemārav    fakat kuşku duydular  
Fiil   Edilgen   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   

Kamer  Suresi 36. Ayet
وَلَقَدْ أَنْذَرَهُمْ بَطْشَتَنَا فَتَمَارَوْا بِالنُّذُرِ (36)

36. Andolsun ki, Lut onları bizim şiddetli azabımızla uyardı. Fakat onlar bu tehditleri kuşkuyla karşıladılar.
Kökten (تُمَارِ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 18:22  تُمَارِ    tumāri    münakaşaya girme  
Fiil   Mufa’ale Kalıbı   Edilgen   2. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   

Kehf  Suresi 22. Ayet
سَيَقُولُونَ ثَلَاثَةٌ رَابِعُهُمْ كَلْبُهُمْ وَيَقُولُونَ خَمْسَةٌ سَادِسُهُمْ كَلْبُهُمْ رَجْمًا بِالْغَيْبِ ۖ وَيَقُولُونَ سَبْعَةٌ وَثَامِنُهُمْ كَلْبُهُمْ ۚ قُلْ رَبِّي أَعْلَمُ بِعِدَّتِهِمْ مَا يَعْلَمُهُمْ إِلَّا قَلِيلٌ ۗ فَلَا تُمَارِ فِيهِمْ إِلَّا مِرَاءً ظَاهِرًا وَلَا تَسْتَفْتِ فِيهِمْ مِنْهُمْ أَحَدًا (22)

22. (İnsanların kimi:) "Onlar üç kişidir; dördüncüleri de köpekleridir" diyecekler; yine: "Beş kişidir; altıncıları köpekleridir" diyecekler. (Bunlar) bilinmeyen hakkında tahmin yürütmektir. (Kimileri de:) "Onlar yedi kişidir; sekizincisi köpekleridir" derler. De ki: Onların sayılarını Rabbim daha iyi bilir. Onlar hakkında bilgisi olan çok azdır. Öyle ise Ashab-ı Kehf hakkında, delillerin açık olması haricinde bir münakaşaya girişme ve onlar hakkında (ileri geri konuşan) kimselerin hiçbirinden malumat isteme.
Kökten (مِرَاء) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 18:22  مِرَاءً    mirāen    tartışma  
İsim   Mufa’ale Kalıbı   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kehf  Suresi 22. Ayet
سَيَقُولُونَ ثَلَاثَةٌ رَابِعُهُمْ كَلْبُهُمْ وَيَقُولُونَ خَمْسَةٌ سَادِسُهُمْ كَلْبُهُمْ رَجْمًا بِالْغَيْبِ ۖ وَيَقُولُونَ سَبْعَةٌ وَثَامِنُهُمْ كَلْبُهُمْ ۚ قُلْ رَبِّي أَعْلَمُ بِعِدَّتِهِمْ مَا يَعْلَمُهُمْ إِلَّا قَلِيلٌ ۗ فَلَا تُمَارِ فِيهِمْ إِلَّا مِرَاءً ظَاهِرًا وَلَا تَسْتَفْتِ فِيهِمْ مِنْهُمْ أَحَدًا (22)

22. (İnsanların kimi:) "Onlar üç kişidir; dördüncüleri de köpekleridir" diyecekler; yine: "Beş kişidir; altıncıları köpekleridir" diyecekler. (Bunlar) bilinmeyen hakkında tahmin yürütmektir. (Kimileri de:) "Onlar yedi kişidir; sekizincisi köpekleridir" derler. De ki: Onların sayılarını Rabbim daha iyi bilir. Onlar hakkında bilgisi olan çok azdır. Öyle ise Ashab-ı Kehf hakkında, delillerin açık olması haricinde bir münakaşaya girişme ve onlar hakkında (ileri geri konuşan) kimselerin hiçbirinden malumat isteme.
Kökten (مِرْيَة) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 11:17  مِرْيَةٍ    miryetin    şüphe  
İsim   Mufa’ale Kalıbı   Edilgen   Dişil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 17. Ayet
أَفَمَنْ كَانَ عَلَىٰ بَيِّنَةٍ مِنْ رَبِّهِ وَيَتْلُوهُ شَاهِدٌ مِنْهُ وَمِنْ قَبْلِهِ كِتَابُ مُوسَىٰ إِمَامًا وَرَحْمَةً ۚ أُولَٰئِكَ يُؤْمِنُونَ بِهِ ۚ وَمَنْ يَكْفُرْ بِهِ مِنَ الْأَحْزَابِ فَالنَّارُ مَوْعِدُهُ ۚ فَلَا تَكُ فِي مِرْيَةٍ مِنْهُ ۚ إِنَّهُ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكَ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يُؤْمِنُونَ (17)

17. Rabbin tarafından (gelmiş) açık bir delile dayanan ve kendisini Rabbinden bir şahidin izlediği, ayrıca kendisinden önce, bir önder ve bir rahmet olarak Musa'nın Kitab'ı (elinde) bulunan kimse (inkarcılar gibi) midir? Çünkü bunlar ona (Kur'an'a) inanırlar. Zümrelerden hangisi onu inkar ederse işte cehennem ateşi onun varacağı yerdir, bundan şüphen olmasın; zira bu, senin Rabbin tarafından bildirilmiş gerçektir; fakat insanların çoğu inanmazlar.
 11:109  مِرْيَةٍ    miryetin    tereddüd  
İsim   Mufa’ale Kalıbı   Edilgen   Dişil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 109. Ayet
فَلَا تَكُ فِي مِرْيَةٍ مِمَّا يَعْبُدُ هَٰؤُلَاءِ ۚ مَا يَعْبُدُونَ إِلَّا كَمَا يَعْبُدُ آبَاؤُهُمْ مِنْ قَبْلُ ۚ وَإِنَّا لَمُوَفُّوهُمْ نَصِيبَهُمْ غَيْرَ مَنْقُوصٍ (109)

109. O halde onların tapmakta oldukları şeylerden (bu şeylerin onları azaba götürdüğünden) şüphen olmasın. Çünkü onlar ancak daha önce babalarının taptığı gibi tapıyorlar. Biz onların (azaptan) nasiplerini mutlaka eksiksiz olarak vereceğiz.
 22:55  مِرْيَةٍ    miryetin    kuşku  
İsim   Mufa’ale Kalıbı   Edilgen   Dişil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Hac  Suresi 55. Ayet
وَلَا يَزَالُ الَّذِينَ كَفَرُوا فِي مِرْيَةٍ مِنْهُ حَتَّىٰ تَأْتِيَهُمُ السَّاعَةُ بَغْتَةً أَوْ يَأْتِيَهُمْ عَذَابُ يَوْمٍ عَقِيمٍ (55)

55. İnkar edenler, kendilerine o saat ansızın gelinceye, yahut da (kendileri için hayır yönünden) kısır bir günün azabı gelinceye kadar onun (Kur'an) hakkında hep şüphe içindedirler.
 32:23  مِرْيَةٍ    miryetin    kuşku  
İsim   Mufa’ale Kalıbı   Edilgen   Dişil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Secde  Suresi 23. Ayet
وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ فَلَا تَكُنْ فِي مِرْيَةٍ مِنْ لِقَائِهِ ۖ وَجَعَلْنَاهُ هُدًى لِبَنِي إِسْرَائِيلَ (23)

23. Andolsun biz Musa'ya Kitap verdik, -(Resulüm!) sen ona kavuşacağından şüphe etme- ve onu İsrailoğullarına hidayet rehberi kıldık.
 41:54  مِرْيَةٍ    miryetin    kuşku  
İsim   Mufa’ale Kalıbı   Edilgen   Dişil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Fussilet  Suresi 54. Ayet
أَلَا إِنَّهُمْ فِي مِرْيَةٍ مِنْ لِقَاءِ رَبِّهِمْ ۗ أَلَا إِنَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ مُحِيطٌ (54)

54. Dikkat edin; onlar, Rablerine kavuşma konusunda şüphe içindedirler. Bilesiniz ki O, her şeyi (ilmiyle) kuşatmıştır.
Kökten (مُمْتَرِين) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:147  الْمُمْتَرِينَ    l-mumterīne    kuşkulananlar-  
İsim   İfti’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 147. Ayet
الْحَقُّ مِنْ رَبِّكَ ۖ فَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الْمُمْتَرِينَ (147)

147. Gerçek olan, Rabbinden gelendir. O halde kuşkulananlardan olma!
 3:60  الْمُمْتَرِينَ    l-mumterīne    kuşkulananlar-  
İsim   İfti’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Âl-i İmrân  Suresi 60. Ayet
الْحَقُّ مِنْ رَبِّكَ فَلَا تَكُنْ مِنَ الْمُمْتَرِينَ (60)

60. Gerçek, Rabbinden gelendir. Öyle ise şüphecilerden olma.
 6:114  الْمُمْتَرِينَ    l-mumterīne    kuşkulananlar-  
İsim   İfti’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 114. Ayet
أَفَغَيْرَ اللَّهِ أَبْتَغِي حَكَمًا وَهُوَ الَّذِي أَنْزَلَ إِلَيْكُمُ الْكِتَابَ مُفَصَّلًا ۚ وَالَّذِينَ آتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ يَعْلَمُونَ أَنَّهُ مُنَزَّلٌ مِنْ رَبِّكَ بِالْحَقِّ ۖ فَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الْمُمْتَرِينَ (114)

114. (De ki): Allah'dan başka bir hakem mi arayacağım? Halbuki size Kitab'ı açık olarak indiren O'dur. Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, Kur'an'ın gerçekten Rabbin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler. Sakın şüpheye düşenlerden olma!
 10:94  الْمُمْتَرِينَ    l-mumterīne    şüpheye düşenler-  
İsim   İfti’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 94. Ayet
فَإِنْ كُنْتَ فِي شَكٍّ مِمَّا أَنْزَلْنَا إِلَيْكَ فَاسْأَلِ الَّذِينَ يَقْرَءُونَ الْكِتَابَ مِنْ قَبْلِكَ ۚ لَقَدْ جَاءَكَ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكَ فَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الْمُمْتَرِينَ (94)

94. (Resülüm!) Eğer sana indirdiğimizden (bu anlattığımız olaylardan) kuşkuda isen, senden önce Kitab'ı (Tevrat'ı) okuyanlara sor. Andolsun ki, Rabbinden sana hak gelmiştir. Sakın şüphecilerden olma!
Kökten (يَمْتَرُ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 6:2  تَمْتَرُونَ    temterūne    kuşkulanıyorsunuz  
Fiil   İfti’al Kalıbı   Etken   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 2. Ayet
هُوَ الَّذِي خَلَقَكُمْ مِنْ طِينٍ ثُمَّ قَضَىٰ أَجَلًا ۖ وَأَجَلٌ مُسَمًّى عِنْدَهُ ۖ ثُمَّ أَنْتُمْ تَمْتَرُونَ (2)

2. Sizi bir çamurdan yaratan, sonra ölüm zamanını takdir eden ancak O'dur. Bir de O'nun katında muayyen bir ecel (kıyamet günü) vardır. Siz hala şüphe ediyorsunuz.
 15:63  يَمْتَرُونَ    yemterūne    şüphe etmekte  
Fiil   İfti’al Kalıbı   Etken   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Hicr  Suresi 63. Ayet
قَالُوا بَلْ جِئْنَاكَ بِمَا كَانُوا فِيهِ يَمْتَرُونَ (63)

63. Dediler ki: "Bilakis, biz sana, onların şüphe etmekte oldukları şeyi (azabı ve helakı) getirdik.
 19:34  يَمْتَرُونَ    yemterūne    şüphe edip ayrılığa düştükleri  
Fiil   İfti’al Kalıbı   Etken   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Meryem  Suresi 34. Ayet
ذَٰلِكَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ ۚ قَوْلَ الْحَقِّ الَّذِي فِيهِ يَمْتَرُونَ (34)

34. İşte, hakkında şüphe ettikleri Meryem oğlu İsa -hak söz olarak- budur.
 43:61  تَمْتَرُنَّ    temterunne    şüphe etmeyin  
Fiil   İfti’al Kalıbı   Etken   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Zuhruf  Suresi 61. Ayet
وَإِنَّهُ لَعِلْمٌ لِلسَّاعَةِ فَلَا تَمْتَرُنَّ بِهَا وَاتَّبِعُونِ ۚ هَٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَقِيمٌ (61)

61. Şüphesiz ki o (İsa), kıyametin (ne zaman kopacağının) bilgisidir. Ondan hiç şüphe etmeyin ve bana uyun; çünkü bu, dosdoğru yoldur.
 44:50  تَمْتَرُونَ    temterūne    kuşkulanmış  
Fiil   İfti’al Kalıbı   Etken   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Duhân  Suresi 50. Ayet
إِنَّ هَٰذَا مَا كُنْتُمْ بِهِ تَمْتَرُونَ (50)

50. İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir.