| TÜRKÇE OKUNUŞ |
| 8. veennâ lemesne-ssemâe fevecednâhâ müliet ḥarasen şedîdev veşühübâ.
|
|
|
| DİYANET VAKFI |
| 8. Doğrusu biz (cinler), göğü yokladık, fakat onu sert bekçilerle, alev huzmeleriyle doldurulmuş bulduk.
|
|
|
| DİYANET İŞLERİ |
| 8. "Doğrusu biz göğü yokladık; onu sert bekçiler ve kayan ateşlerle (ışınlarla) doldurulmuş bulduk."
|
|
|
| ELMALILI HAMDI YAZIR |
| 8. (Cinler, dediler ki): "Biz göğe dokunduk, onu kuvvetli bekçiler ve alevlerle dolu bulduk."
|
|
|
| ABDULBAKİ GÖLPINARLI |
| 8. Ve gerçekten de biz, göğü yokladık da orasını, kuvvetli bekçilerle ve şihaplarla dolu bulduk.
|
|
|
| ALİ BULAÇ |
| 8. "Doğrusu biz göğü yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve şihablarla kaplı (doldurulmuş) bulduk."
|
|
|
| SÜLEYMAN ATEŞ |
| 8. Biz göğe dokunduk, onu kuvvetli bekçilerle ve ışınlarla doldurulmuş bulduk.
|
|
|
| GÜLTEKİN ONAN |
| 8. "Doğrusu biz göğü yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve şihablarla kaplı (doldurulmuş) bulduk."
|
|
|
| SUAT YILDIRIM |
| 8. “Biz göğe çıkmak istedik: Bir de ne görelim: orası sert ve kuvvetli bekçiler, şihablar, alevler, (roket gibi mermiler)le dolu!
|
|
|