| TÜRKÇE OKUNUŞ |
| 49. veḳâlû eiẕâ künnâ `iżâmev verufâten einnâ lemeb`ûŝûne ḫalḳan cedîdâ.
|
|
|
| DİYANET VAKFI |
| 49. Bir de onlar dediler ki: Sahi biz, bir kemik yığını ve kokuşmuş bir toprak olmuş iken, yepyeni bir hilkatte diriltileceğiz, öyle mi!
|
|
|
| DİYANET İŞLERİ |
| 49. "Biz kemik ve ufalanmış toprak olduğumuz zaman, yeniden mutlaka dirilecek miyiz? derler.
|
|
|
| ELMALILI HAMDI YAZIR |
| 49. Bir de onlar dediler ki: "Biz, bir kemik yığını olduğumuz ve ufalanıp toz olduğumuz vakit mi, gerçekten biz mi, yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?
|
|
|
| ABDULBAKİ GÖLPINARLI |
| 49. Biz dediler, kemik ve toz haline geldikten sonra mı yeniden halk edilecek, dirileceğiz?
|
|
|
| ALİ BULAÇ |
| 49. Dediler ki: "Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?"
|
|
|
| SÜLEYMAN ATEŞ |
| 49. Dediler ki: "Biz kemikler haline geldikten, ufalanıp toprak olduktan sonra mı sahiden biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?"
|
|
|
| GÜLTEKİN ONAN |
| 49. Dediler ki: "Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?"
|
|
|
| SUAT YILDIRIM |
| 49. Bir de şöyle dediler: “Sahi, biz kupkuru kemik yığını ve ufalanmış toz haline geldiğimiz zaman, biz mi yeniden yaratılıp dirileceğiz! (bu olacak iş değil!)” (36,78-79; 79,10-12)
|
|
|