| TÜRKÇE OKUNUŞ |
| 45. ḳul innemâ ünẕiruküm bilvaḥy. velâ yesme`u-ṣṣummü-ddü`âe iẕâ mâ yünẕerûn.
|
|
|
| DİYANET VAKFI |
| 45. De ki: Ben, sadece, vahiy ile sizi ikaz ediyorum. Fakat, sağır olanlar, ikaz edildikleri zaman bu çağrıyı duymazlar.
|
|
|
| DİYANET İŞLERİ |
| 45. De ki: "Ben ancak sizi vahy ile uyarıyorum" Uyarıldıkları zaman, sağırlar çağrıyı duymazlar.
|
|
|
| ELMALILI HAMDI YAZIR |
| 45. De ki: "Ben sizi ancak vahiyle korkutup uyarıyorum," uyarıldıkları zaman sağırlar çağrıyı duymazlar.
|
|
|
| ABDULBAKİ GÖLPINARLI |
| 45. De ki: Ben sizi vahiyle korkutup duruyorum ancak, fakat sağırlar, korkutuldukları zaman da kendilerini davet edenin sözünü duymazlar.
|
|
|
| ALİ BULAÇ |
| 45. De ki: "Ben sizi yalnızca vahy ile uyarıp-korkutuyorum. Ancak sağır olanlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler."
|
|
|
| SÜLEYMAN ATEŞ |
| 45. De ki: "Ben ancak sizi vahiyle uyarıyorum. Ama sağır(lar) uyarıldıkları zaman çağırıyı işitmez(ler)."
|
|
|
| GÜLTEKİN ONAN |
| 45. De ki: "Ben sizi yalnızca vahiy ile uyarıp-korkutuyorum. Ancak sağır olanlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler."
|
|
|
| SUAT YILDIRIM |
| 45. De ki: “Ben Sizi sadece vahiyle uyarıyorum. Fakat belli ki sağırlar ikaz edildikleri zaman bu çağrıyı duyamazlar.”
|
|
|