| TÜRKÇE OKUNUŞ |
| 36. feseḫḫarnâ lehü-rrîḥa tecrî biemrih ruḫâen ḥayŝü eṣâb.
|
|
|
| DİYANET VAKFI |
| 36. Bunun üzerine biz rüzgarı onun emrine verdik. Onun emriyle istediği yere yumuşacık akardı.
|
|
|
| DİYANET İŞLERİ |
| 36. Bunun üzerine Biz de, istediği yere onun buyruğu ile kolayca giden rüzgarı, bina kuran ve dalgıçlık yapan şeytanları, demir halkalarla bağlı diğerlerini onun buyruğu altına verdik.
|
|
|
| ELMALILI HAMDI YAZIR |
| 36. Bunun üzerine biz rüzgarı onun emrine verdik. Onun emriyle istediği yere yumuşacık akardı.
|
|
|
| ABDULBAKİ GÖLPINARLI |
| 36. Ve ona rüzgarı ram etmiştik de emriyle dilediği yere hafif hafif esip giderdi.
|
|
|
| ALİ BULAÇ |
| 36. Böylece rüzgarı onun buyruğu altına verdik. Onun emriyle dilediği yöne yumuşakça eserdi.
|
|
|
| SÜLEYMAN ATEŞ |
| 36. Biz, rüzgarı ona boyun eğdirdik. Onun buyruğuyla, onun istediği yere tatlı tatlı eserdi.
|
|
|
| GÜLTEKİN ONAN |
| 36. Böylece rüzgarı onun kullanımına / boyunduruğuna verdik. Onun buyruğuyla dilediği yöne yumuşakça eserdi.
|
|
|
| SUAT YILDIRIM |
| 36. Biz rüzgârı onun emrine verdik. Rüzgâr, onun emriyle istediği yere tatlı tatlı eserdi. (21,81)
|
|
|