| TÜRKÇE OKUNUŞ |
| 36. velâ taḳfü mâ leyse leke bihî `ilm. inne-ssem`a velbeṣara velfüâde küllü ülâike kâne `anhü mes'ûlâ.
|
|
|
| DİYANET VAKFI |
| 36. Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.
|
|
|
| DİYANET İŞLERİ |
| 36. Bilmediğin şeyin ardına düşme; doğrusu kulak, göz ve kalp, bunların hepsi o şeyden sorumlu olur.
|
|
|
| ELMALILI HAMDI YAZIR |
| 36. Bir de hiç bilmediğin bir şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz, gönül, bunların her biri yaptıklarından sorumludurlar.
|
|
|
| ABDULBAKİ GÖLPINARLI |
| 36. Bilmediğin şeyin üstünde durup ısrar etme; çünkü kulak da, göz de, gönül de, hepsi de sorumludur bundan.
|
|
|
| ALİ BULAÇ |
| 36. Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.
|
|
|
| SÜLEYMAN ATEŞ |
| 36. Bilmediğin bir şeyin ardına düşme, çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi o(yaptığı)ndan sorumludur.
|
|
|
| GÜLTEKİN ONAN |
| 36. Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve yürek (fuade), bunların hepsi ondan sorumludur.
|
|
|
| SUAT YILDIRIM |
| 36. Bilmediğin şeyin peşine düşme! Çünkü kulak, göz, kalb gibi azaların hepsi de sorguya çekilecektir. (49,12)
|
|
|