| TÜRKÇE OKUNUŞ |
| 20. veşedednâ mülkehû veâteynâhü-lḥikmete vefaṣle-lḫiṭâb.
|
|
|
| DİYANET VAKFI |
| 20. Onun hükümranlığını kuvvetlendirmiş; ona hikmet ve güzel konuşma vermiştik.
|
|
|
| DİYANET İŞLERİ |
| 20. Onun hükümranlığını kuvvetlendirmiştik. Ona hikmet ve kesin hüküm selahiyeti vermiştik.
|
|
|
| ELMALILI HAMDI YAZIR |
| 20. Biz onun mülkünü kuvvetlendirmiş ve kendisine hikmet ve hakkı batıldan ayırt etme kabiliyeti vermiştik.
|
|
|
| ABDULBAKİ GÖLPINARLI |
| 20. Ve onun saltanatını kuvvetlendirdik ve ona peygamberlik ve gerçekle batılı ayırt ediş bilgisini verdik.
|
|
|
| ALİ BULAÇ |
| 20. Onun mülkünü güçlendirmiştik. Ona hikmet ve anlatım çarpıcılığını vermiştik.
|
|
|
| SÜLEYMAN ATEŞ |
| 20. Onun mülkünü güçlendirmiştik, kendisine hikmet (peygamberlik, yüksek bilgi, hakkı batıldan ayırma, davaları çözme) ve açık, güzel konuşma (yeteneği) vermiştik.
|
|
|
| GÜLTEKİN ONAN |
| 20. Onun mülkünü güçlendirmiştik. Ona hikmet ve anlatım çarpıcılığını vermiştik.
|
|
|
| SUAT YILDIRIM |
| 20. Biz onun hakimiyetini güçlendirdik, ona hikmet, nübüvvet, isabetli karar verme ve meramını güzelce ifade etme kabiliyeti verdik.
|
|
|