| TÜRKÇE OKUNUŞ |
| 158. feeḫaẕehümü-l`aẕâb. inne fî ẕâlike leâyeh. vemâ kâne ekŝeruhüm mü'minîn.
|
|
|
| DİYANET VAKFI |
| 158. Bunun üzerine onları azap yakaladı. Doğrusu bunda, büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler.
|
|
|
| DİYANET İŞLERİ |
| 158. Bunun üzerine onları azap yakaladı. Doğrusu bunda bir ders vardır, fakat çoğu inanmamıştır.
|
|
|
| ELMALILI HAMDI YAZIR |
| 158. Çünkü kendilerini azap yakalayıverdi. Şüphesiz bunda bir âyet (alınacak bir ders) vardır, ama çokları iman etmiş değillerdir.
|
|
|
| ABDULBAKİ GÖLPINARLI |
| 158. Azap, onları helak ediverdi. Şüphe yok ki bunda bir delil var, fakat halkın çoğu inanmaz.
|
|
|
| ALİ BULAÇ |
| 158. Böylece azap onları yakaladı. Gerçekten, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler.
|
|
|
| SÜLEYMAN ATEŞ |
| 158. Ve azab onları yakaladı. Muhakkak ki bunda bir ibret vardır, ama yine çokları inanmazlar.
|
|
|
| GÜLTEKİN ONAN |
| 158. Böylece azab onları yakaladı. Gerçekten, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu inançlı olmamıştır / değildir.
|
|
|
| SUAT YILDIRIM |
| 158. Çünkü bildirilen azap onları bastırıverdi. Elbette bunda alınacak ibret vardı. Fakat onların ekserisi ders alıp da iman etmezler.
|
|
|