| TÜRKÇE OKUNUŞ |
| 148. feâtâhümü-llâhü ŝevâbe-ddünyâ veḥusne ŝevâbi-l'âḫirah. vellâhü yüḥibbü-lmuḥsinîn.
|
|
|
| DİYANET VAKFI |
| 148. Allah da onlara dünya nimetini ve (daha da önemlisi,) ahiret sevabının güzelliğini verdi. Allah, iyi davrananları sever.
|
|
|
| DİYANET İŞLERİ |
| 148. Bu yüzden Allah onlara dünya nimetini de ahiret nimetini de fazlasiyle verdi. Allah işlerini iyi yapanları sever.
|
|
|
| ELMALILI HAMDI YAZIR |
| 148. Allah da onlara hem dünya nimetini, hem de ahiret sevabının güzelliğini verdi. Allah güzel davrananları sever.
|
|
|
| ABDULBAKİ GÖLPINARLI |
| 148. Allah da onlara dünya nimetlerini ve ahiretin güzelim mükafatını verdi ve Allah, iyilik edenleri sever.
|
|
|
| ALİ BULAÇ |
| 148. Böylece Allah, dünya ve ahiret sevabının güzelliğini onlara verdi. Allah iyilikte bulunanları sever.
|
|
|
| SÜLEYMAN ATEŞ |
| 148. Allah da onlara hem dünya karşılığını, hem ahiret karşılığının en güzelini verdi. Çünkü Allah, güzel davrananları sever.
|
|
|
| GÜLTEKİN ONAN |
| 148. Böylece Tanrı, dünya ve ahiret sevabının güzelliğini onlara verdi. Tanrı iyilikte bulananları sever.
|
|
|
| SUAT YILDIRIM |
| 148. Allah da onlara hem dünya mükâfatını, hem de o güzelim âhiret mükâfatını verdi. Allah elbette muhsinleri, hep iyi davrananları sever.
|
|
|