| TÜRKÇE OKUNUŞ |
| 119. innâ erselnâke bilḥaḳḳi beşîrav veneẕîrav velâ tüs'elü `an aṣḥâbi-lceḥîm.
|
|
|
| DİYANET VAKFI |
| 119. Doğrusu biz seni Hak (Kur'an) ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehenmemliklerden sorumlu değilsin.
|
|
|
| DİYANET İŞLERİ |
| 119. Doğrusu Biz, seni hak ile, müjdeci ve uyarıcı olarak göndermişizdir. Sen, cehennemliklerden sorumlu tutulmayacaksın.
|
|
|
| ELMALILI HAMDI YAZIR |
| 119. Şüphe yok ki, Biz seni hak ile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi olarak gönderdik. Sen, o cehennemliklerden sorumlu değilsin.
|
|
|
| ABDULBAKİ GÖLPINARLI |
| 119. Şüphe yok ki biz, seni dosdoğru bir müjdeci ve korkutucu olarak gönderdik, zaten sen, o cehennemliklerden sorumlu da değilsin.
|
|
|
| ALİ BULAÇ |
| 119. Şüphesiz Biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak, hak (Kur'an) ile gönderdik. Sen cehennemin halkından sorumlu tutulmayacaksın.
|
|
|
| SÜLEYMAN ATEŞ |
| 119. Doğrusu biz seni, gerçekle, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Cehennem halkından sen sorumlu değilsin.
|
|
|
| GÜLTEKİN ONAN |
| 119. Kuşkusuz biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Sen cehennemin halkından sorumlu tutulmayacaksın.
|
|
|
| SUAT YILDIRIM |
| 119. Biz seni sırf Kur'ân’la müjdelemen ve uyarman için gerçeğin ta kendisi olarak gönderdik. Yoksa sen cehennemliklerden ötürü sorguya çekilecek değilsin. (3,20; 88,22; 50,45)
|
|
|