| TÜRKÇE OKUNUŞ |
| 108. yevmeiẕiy yettebi`ûne-ddâ`iye lâ `ivece leh. veḫaşe`ati-l'aṣvâtü lirraḥmâni felâ tesme`u illâ hemsâ.
|
|
|
| DİYANET VAKFI |
| 108. O gün insanlar, davetçiye (İsrafil'e) uyacaklar. Ona karşı yan çizmek yoktur. Artık, çok esirgeyici Allah hürmetine sesler kısılmıştır. Bu yüzden, fısıltıdan başka bir ses işitemezsin.
|
|
|
| DİYANET İŞLERİ |
| -105-106-107-108-. Sana dağları sorarlar; de ki: "Rabbim onları ufalayıp savuracak, yerlerini düz, kuru bir toprak haline getirecek; orada ne çukur, ne tümsek göreceksin. O gün, hiçbir tarafa sapmadan bir davetçiye uyarlar. Sesler Rahman'ın heybetinden kısılmıştır; ancak bir fısıltı işitirsin."
|
|
|
| ELMALILI HAMDI YAZIR |
| 105. (Ey Muhammed!) Sana dağlar(ın kıyametteki durumunu) sorarlar, de ki: "Rabbim onları ufalayıp savuracak."
|
|
|
| ABDULBAKİ GÖLPINARLI |
| 105. O gün dağlar ne olur diye soruyorlar sana; de ki: Rabbim onları unufak eder, kuma döndürür de savurur.
|
|
|
| ALİ BULAÇ |
| 105. Sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki: "Benim Rabbim, onları darmadağın edip savuracak"
|
|
|
| SÜLEYMAN ATEŞ |
| 105. Sana dağlardan soruyorlar. De ki: "Rabbim onları ufalayıp savuracak!
|
|
|
| GÜLTEKİN ONAN |
| 105. Sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki: "Benim rabbim, onları darmadağın edip savuracak"
|
|
|
| SUAT YILDIRIM |
| 105. Bir de sana o gün, dağların durumunu sorarlar. De ki: “Rabbim onları darmadağın edecek, ufalayıp savuracak, yerlerini dümdüz, boş vaziyette bırakacak.”
|
|
|