| TÜRKÇE OKUNUŞ |
| 100. femâ lenâ min şâfi`în.
|
|
|
| DİYANET VAKFI |
| 100. "Şimdi artık bizim ne şefaatçilerimiz var".
|
|
|
| DİYANET İŞLERİ |
| -97-98-99-100-101-102-. Orada putlarıyla çekişerek: "Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" derler.
|
|
|
| ELMALILI HAMDI YAZIR |
| 97. "Vallahi biz, gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz."
|
|
|
| ABDULBAKİ GÖLPINARLI |
| 97. Allah hakkı için gerçekten de biz, apaçık bir sapıklık içindeydik.
|
|
|
| ALİ BULAÇ |
| 97. "Andolsun Allah'a, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz,"
|
|
|
| SÜLEYMAN ATEŞ |
| 97. Vallahi biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz!
|
|
|
| GÜLTEKİN ONAN |
| 97. "Andolsun Tanrı'ya, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz."
|
|
|
| SUAT YILDIRIM |
| 97. Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler “Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!”“Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu.“Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!” “Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!” (36,56; 40,47; 7,53; 38,64)
|
|
|