KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
يَا أَيُّهَا yā eyyuhā ey  
الرَّسُولُ r-rasūlu Elçi ر س ل
لَا  
يَحْزُنْكَ yeHzunke seni üzmesin ح ز ن
الَّذِينَ elleƶīne kimseler  
يُسَارِعُونَ yusāriǔne yarış edenler س ر ع
فِي  
الْكُفْرِ l-kufri küfürde ك ف ر
مِنَ mine  
الَّذِينَ elleƶīne onlar ki  
قَالُوا ḳālū derler ق و ل
امَنَّا āmennā inandık ا م ن
بِأَفْوَاهِهِمْ biefvāhihim ağızlariyle ف و ه
وَلَمْ velem  
تُؤْمِنْ tumin inanmamış iken ا م ن
قُلُوبُهُمْ ḳulūbuhum kalbleri ق ل ب
وَمِنَ ve mine ve arasında  
الَّذِينَ elleƶīne olanlar  
هَادُوا hādū yahudiler ه و د
سَمَّاعُونَ semmāǔne kulak verirler س م ع
لِلْكَذِبِ lilkeƶibi yalana ك ذ ب
سَمَّاعُونَ semmāǔne kulak verirler س م ع
لِقَوْمٍ liḳavmin bir kavme ق و م
اخَرِينَ āḣarīne başka ا خ ر
لَمْ lem  
يَأْتُوكَ ye’tūke sana gelmemiş olan ا ت ي
يُحَرِّفُونَ yuHarrifūne onlar kaydırırlar ح ر ف
الْكَلِمَ l-kelime kelimeleri ك ل م
مِنْ min  
بَعْدِ beǎ’di bazısının ب ع د
مَوَاضِعِهِ mevāDiǐhi yerlerinden و ض ع
يَقُولُونَ yeḳūlūne derler ق و ل
إِنْ in eğer  
أُوتِيتُمْ ūtītum size verilirse ا ت ي
هَٰذَا hāƶā bu  
فَخُذُوهُ feḣuƶūhu alın ا خ ذ
وَإِنْ vein ve eğer  
لَمْ lem  
تُؤْتَوْهُ tutevhu verilmezse ا ت ي
فَاحْذَرُوا feHƶerū sakının ح ذ ر
وَمَنْ ve men ve birini  
يُرِدِ yuridi isterse ر و د
اللَّهُ llahu Allah  
فِتْنَتَهُ fitnetehu şaşırtmak ف ت ن
فَلَنْ felen  
تَمْلِكَ temlike sen yapamazsın م ل ك
لَهُ lehu onun için  
مِنَ mine karşı  
اللَّهِ llahi Allah’a  
شَيْئًا şey’en hiçbir şey ش ي ا
أُولَٰئِكَ ulāike işte onlar  
الَّذِينَ elleƶīne o kimseler ki  
لَمْ lem  
يُرِدِ yuridi istememiştir ر و د
اللَّهُ llahu Allah  
أَنْ en  
يُطَهِّرَ yuTahhira temizlemesini ط ه ر
قُلُوبَهُمْ ḳulūbehum kalblerini ق ل ب
لَهُمْ lehum onlar için vardır  
فِي  
الدُّنْيَا d-dunyā dünyada د ن و
خِزْيٌ ḣizyun rezillik خ ز ي
وَلَهُمْ velehum ve onlar için vardır  
فِي  
الْاخِرَةِ l-āḣirati ahirette de ا خ ر
عَذَابٌ ǎƶābun bir azab ع ذ ب
عَظِيمٌ ǎZīmun büyük ع ظ م
TÜRKÇE OKUNUŞ
41. yâ eyyühe-rrasûlü lâ yaḥzünke-lleẕîne yüsâri`ûne fi-lküfri mine-lleẕîne ḳâlû âmennâ biefvâhihim velem tü'min ḳulûbühüm. vemine-lleẕîne hâdû semmâ`ûne lilkeẕibi semmâ`ûne liḳavmin âḫarîne lem ye'tûk. yüḥarrifûne-lkelime mim ba`di mevâḍi`ih. yeḳûlûne in ûtîtüm hâẕâ feḫuẕûhü veil lem tü'tevhü faḥẕerû. vemey yüridi-llâhü fitnetehû felen temlike lehû mine-llâhi şey'â. ülâike-lleẕîne lem yüridi-llâhü ey yüṭahhira ḳulûbehüm. lehüm fi-ddünyâ ḫizyüv velehüm fi-l'âḫirati `aẕâbün `ażîm.
DİYANET VAKFI
41. Ey Resul! Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyle "inandık" diyen kimselerden ve yahudilerden küfür içinde koşuşanlar(ın hali) seni üzmesin. Onlar durmadan yalana kulak verirler, ve sana gelmeyen (bazı) kimselere kulak verirler; kelimeleri yerlerinden kaydırıp değiştirirler. "Eğer size şu verilirse hemen alın, o verilmezse sakının!" derler. Allah bir kimseyi şaşkınlığa (fitneye) düşürmek isterse, sen Allah'a karşı, onun lehine hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah'ın kalplerini temizlemek istemediği kimselerdir. Onlar için dünyada rezillik vardır ve ahirette onlara mahsus büyük bir azap vardır.
DİYANET İŞLERİ
41. Kalbleri inanmamışken, ağızlarıyla, "İnandık" diyenler, yahudilerden yalana kulak verenler ve başka bir topluluk hesabına casusluk edenlerden inkara koşanlar seni üzmesin. Sözleri asıl yerlerinden değiştirirler de, "Böyle bir fetva size verilirse alın, verilmezse kaçının" derler. Allah'ın fitneye düşmesini dilediği kimse için Allah'a karşı senin elinden bir şey gelmez. İşte onlar Allah'ın, kalblerini arıtmak istemediği kimselerdir. Dünyada rezillik onlaradır. Onlara ahirette de büyük azab vardır.
ELMALILI HAMDI YAZIR
41. Ey peygamber, ağızlarıyla "inandık" deyip, kalbleriyle inanmamış olanlardan ve yahudilerden küfürde yarış edenler seni üzmesin. Onlar yalana kulak verirler, sana gelmeyen diğer bir topluluğa kulak verirler, kelimeleri yerlerinden değiştirirler, "eğer size bu verilirse alın, bu verilmezse sakının" derler. Allah birini şaşırtmak isterse, sen onun için Allah'a karşı hiçbir şey yapamazsın. Onlar öyle kimselerdir ki, Allah, onların kalblerini temizlemek istememiştir. Onlar için dünyada rezillik var ve yine onlar için ahirette de büyük bir azab vardır.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
41. Ey Peygamber, ağızlarıyla inandık diyen, fakat yürekleriyle inanmayanlardan ve Yahudilerden, boyuna kafirliğe koşuşanlar, seni mahzun etmesin. Onlar, sözleri, yalan söylemek için boyuna dinleyip dururlar, senin yanına gelmemiş olan bir başka kavim için dinlerler boyuna. Onlar, sözlerin bazısının yerlerini değiştirirler de size şu tarzda fetva verilirse derler, kabul edin, verilmezse çekinin kabul etmekten ve Allah, kime azab etmek isterse sen, Allah'ın isteğine karşı o adama hiçbir şey yapamazsın. Onlar, öyle kişilerdir ki Allah, yüreklerini temizlemeyi murad etmemiştir. Onlar içindir dünya da horluk ve onlar içindir ahirette pek büyük bir azap.
ALİ BULAÇ
41. Ey peygamber, kalpleri inanmadığı halde ağızlarıyla "İnandık" diyenlerle Yahudilerden küfür içinde çaba harcayanlar seni üzmesin. Onlar, yalana kulak tutanlar, sana gelmeyen diğer topluluk adına kulak tutanlar (haber toplayanlar)dır. Onlar, kelimeleri yerlerine konulduktan sonra saptırırlar, "Size bu verilirse onu alın, o verilmezse ondan kaçının" derler. Allah, kimin fitne(ye düşme)sini isterse, artık onun için sen Allah'tan hiçbir şeye malik olamazsın. İşte onlar, Allah'ın kalplerini arıtmak istemedikleridir. Dünyada onlar için bir aşağılanma, ahirette onlar için büyük bir azap vardır.
SÜLEYMAN ATEŞ
41. Ey Elçi, ağızlariyle "inandık" dedikleri halde kalbleri inanmamış olanlar arasında küfürde yarış edenler seni üzmesin. yahudiler arasında da yalana kulak veren, sana gelmemiş olan bir kavme kulak verenler vardır. Onlar kelimeleri yerlerinden kaydırırlar: "Eğer size bu verilirse alın, bu verilmezse sakının!" derler. Allah birini şaşırtmak isterse, sen onun için Allah'a karşı hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah'ın, kalblerini temizlemek istemediği kimselerdir. Onlar için dünyada rezillik var ve yine onlar için ahirette de büyük bir azab vardır.
GÜLTEKİN ONAN
41. Ey peygamber, kalpleri inanmadığı halde ağızlarıyla "inandık" diyenlerle Yahudiler'den küfür içinde çaba harcayanlar seni üzmesin. Onlar, yalana kulak tutanlar, sana gelmeyen diğer topluluk adına kulak tutanlar (haber toplayanlar)dır. Onlar kelimeleri yerlerine konulduktan sonra saptırırlar. "Size bu verilirse onu alın, o verilmezse ondan kaçının" derler. Tanrı kimin fitne(ye düşme)sini isterse, artık onun için sen Tanrı'dan hiç birşeye malik olamazsın. İşte onlar, Tanrı'nın kalplerini arıtmak istemedikleridir. Dünyada onlar için bir aşağılanma, ahirette onlar için büyük bir azab vardır.
SUAT YILDIRIM
41. Ey Peygamber! Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyla “iman ettik.” diyen münafıklarla, Yahudilerden kâfirlikte yarışanlar seni üzmesin.Zira onlar yalancılık etmek için dinlerler. Senin yanında olmayan bir grup hesabına casusluk için dinlerler. Kelimeleri konuldukları yerlerden çıkarıp tahrif ederler. “Size şu fetva verilirse onu kabul edin, o verilmezse onu kabul etmekten geri durun” derler.Allah birini şaşırtmak isterse, sen onun lehinde Allah'a karşı hiçbir şey yapamazsın.Onlar öyle kimselerdir ki Allah onların kalplerini arındırmak istememiştir. Onların hakkı dünyada rüsvaylık olduğu gibi, âhirette de müthiş bir cezadır. (2,75; 4,46) {KM, İşaya 29,13. Matta 15,8; Markos 7,6}