KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
فَبِمَا febimā sebebiyle  
نَقْضِهِمْ neḳDihim bozmaları ن ق ض
مِيثَاقَهُمْ mīṧāḳahum sözlerini و ث ق
لَعَنَّاهُمْ leǎnnāhum onları la’netledik ل ع ن
وَجَعَلْنَا ve ceǎlnā ve yaptık ج ع ل
قُلُوبَهُمْ ḳulūbehum kalblerini ق ل ب
قَاسِيَةً ḳāsiyeten kaskatı ق س و
يُحَرِّفُونَ yuHarrifūne kaydırıyorlar ح ر ف
الْكَلِمَ l-kelime kelimeleri ك ل م
عَنْ ǎn  
مَوَاضِعِهِ mevāDiǐhi yerlerinden و ض ع
وَنَسُوا ve nesū ve unuttular ن س ي
حَظًّا HaZZen pay almayı ح ظ ظ
مِمَّا mimmā şeyden  
ذُكِّرُوا ƶukkirū öğütlenen ذ ك ر
بِهِ bihi kendilerine  
وَلَا ve lā asla  
تَزَالُ tezālu daima ز ي ل
تَطَّلِعُ teTTaliǔ muttali olursun ط ل ع
عَلَىٰ ǎlā üzerinde olduklarına  
خَائِنَةٍ ḣāinetin hainlik خ و ن
مِنْهُمْ minhum onlardan  
إِلَّا illā hariç  
قَلِيلًا ḳalīlen pek azı ق ل ل
مِنْهُمْ minhum içlerinden  
فَاعْفُ feǎ’fu yine de affet ع ف و
عَنْهُمْ ǎnhum onları  
وَاصْفَحْ veSfeH ve aldırma ص ف ح
إِنَّ inne şüphesiz  
اللَّهَ llahe Allah  
يُحِبُّ yuHibbu sever ح ب ب
الْمُحْسِنِينَ l-muHsinīne güzel davrananları ح س ن
TÜRKÇE OKUNUŞ
13. febimâ naḳḍihim mîŝâḳahüm le`annâhüm vece`alnâ ḳulûbehüm ḳâsiyeh. yüḥarrifûne-lkelime `am mevâḍi`ihî venesû ḥażżam mimmâ ẕükkirû bih. velâ tezâlü teṭṭali`u `alâ ḫâinetim minhüm illâ ḳalîlem minhüm fa`fü `anhüm vaṣfaḥ. inne-llâhe yüḥibbü-lmuḥsinîn.
DİYANET VAKFI
13. Sözlerini bozmaları sebebiyle onları lanetledik ve kalplerini katılaştırdık. Onlar kelimelerin yerlerini değiştirirler (kitaplarını tahrif ederler). Kendilerine öğretilen ahkamın (Tevrat'ın) önemli bir bölümünü de unuttular. İçlerinden pek azı hariç, onlardan daima bir hainlik görürsün. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Şüphesiz Allah iyilik edenleri sever.
DİYANET İŞLERİ
13. Sözlerini bozdukları için onlara lanet ettik, kalblerini katılaştırdık. Onlar sözleri yerlerinden değiştirirler. Kendilerine belletilenin bir kısmını unuttular. İçlerinden pek azından başkasının daima hainliklerini görürsün, onları affet ve geç. Allah iyilik yapanları şüphesiz sever.
ELMALILI HAMDI YAZIR
13. Sözlerini bozdukları için onları lanetledik ve kalblerini katılaştırdık. Kelimeleri yerlerinden değiştiriyorlar. Uyarıldıkları şeyden pay almayı unuttular. İçlerinden pek azı hariç, daima onlardan hainlik görürsün. Yine de onları affet, aldırma. Çünkü Allah güzel davrananları sever.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
13. Ahitlerini bozdukları, verdikleri sözden döndükleri için lanet ettik onlara ve kalplerini katılaştırdık. Onlar, sözlerin yerini değiştirirler, kendilerine verilen öğütten bir hisse de almazlar. Pek azı müstesna daima hainliklerini duyarsın, gene de bağışla onları, geç suçlarından. Şüphe yok ki Allah, iyilik edenleri sever.
ALİ BULAÇ
13. Sözleşmelerini bozmaları nedeniyle, onları lanetledik ve kalplerini kaskatı kıldık. Onlar, kelimeleri konuldukları yerlerden saptırırlar. (Sık sık) Kendilerine hatırlatılan şeyden (yararlanıp) pay almayı unuttular. İçlerinden birazı dışında, onlardan sürekli ihanet görür durursun. Yine de onları affet, aldırış etme. Şüphesiz Allah, iyilik yapanları sever.
SÜLEYMAN ATEŞ
13. Sözlerini bozdukları için onları la'netledik ve kalblerini katılaştırdık. Kelimeleri yerlerinden kaydırıyorlar. Kendilerine öğütlenen şeyden pay almayı unuttular. İçlerinden pek azı hariç, daima onlardan hainlik görürsün. Yine de onları affet, aldırma, çünkü Allah güzel davrananları sever.
GÜLTEKİN ONAN
13. Sözleşmelerini bozmaları nedeniyle onları lanetledik ve kalplerini kaskatı kıldık. Onlar, kelimeleri konuldukları yerden saptırırlar. (Sık sık) Kendilerine hatırlatılan şeyden (yararlanıp) pay almayı unuttular. İçlerinden birazı dışında, onlardan sürekli ihanet görürsün. Yine de onları affet, aldırış etme. Kuşkusuz Tanrı iyilik yapanları sever.
SUAT YILDIRIM
13. İşte o Yahudileri, verdikleri kesin sözü bozduklarındandır ki lânetledik, onların kalplerini katılaştırdık. Böylece onlar kelimeleri yerlerinden oynatarak tahrif ederler.Kendilerine tebliğ edilen hususlardan pek çoğunu unuttular.Onların pek azı hariç olmak üzere, onlar tarafından devamlı olarak hainlik görürsün.Yine de sen onları affet, aldırma. Çünkü Allah iyilik edenleri sever. (2,75; 3,7; 4,46)