KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
وَلَقَدْ veleḳad andolsun  
أَخَذَ eḣaƶe almıştı ا خ ذ
اللَّهُ llahu Allah  
مِيثَاقَ mīṧāḳa söz و ث ق
بَنِي benī oğullarından ب ن ي
إِسْرَائِيلَ isrāīle İsrail  
وَبَعَثْنَا ve beǎṧnā ve göndermiştik ب ع ث
مِنْهُمُ minhumu içlerinden  
اثْنَيْ ṧney iki on iki ث ن ي
عَشَرَ ǎşera on on iki ع ش ر
نَقِيبًا neḳīben başkan ن ق ب
وَقَالَ ve ḳāle demişti ki ق و ل
اللَّهُ llahu Allah  
إِنِّي innī şüphesiz ben  
مَعَكُمْ meǎkum sizinle beraberim  
لَئِنْ lein eğer  
أَقَمْتُمُ eḳamtumu kılarsanız ق و م
الصَّلَاةَ S-Salāte namazı ص ل و
وَاتَيْتُمُ ve āteytumu ve verirseniz ا ت ي
الزَّكَاةَ z-zekāte zekatı ز ك و
وَامَنْتُمْ ve āmentum ve inanırsanız ا م ن
بِرُسُلِي birusulī elçilerime ر س ل
وَعَزَّرْتُمُوهُمْ ve ǎzzertumūhum ve onlara yardım ederseniz ع ز ر
وَأَقْرَضْتُمُ ve eḳraDtumu ve borç verirseniz ق ر ض
اللَّهَ llahe Allah’a  
قَرْضًا ḳarDan bir borç ق ر ض
حَسَنًا Hasenen güzel ح س ن
لَأُكَفِّرَنَّ leukeffiranne elbette örterim ك ف ر
عَنْكُمْ ǎnkum sizin  
سَيِّئَاتِكُمْ seyyiātikum günahlarınızı س و ا
وَلَأُدْخِلَنَّكُمْ veleudḣilennekum ve sizi sokarım د خ ل
جَنَّاتٍ cennātin cennetlere ج ن ن
تَجْرِي tecrī akan ج ر ي
مِنْ min  
تَحْتِهَا teHtihā altlarından ت ح ت
الْأَنْهَارُ l-enhāru ırmaklar ن ه ر
فَمَنْ femen kim  
كَفَرَ kefera inkar ederse ك ف ر
بَعْدَ beǎ’de sonra ب ع د
ذَٰلِكَ ƶālike bundan  
مِنْكُمْ minkum sizden  
فَقَدْ feḳad muhakkak  
ضَلَّ Delle sapmış olur ض ل ل
سَوَاءَ sevāe düz س و ي
السَّبِيلِ s-sebīli yoldan س ب ل
TÜRKÇE OKUNUŞ
12. veleḳad eḫaẕe-llâhü mîŝâḳa benî isrâîl. vebe`aŝnâ minhümü-ŝney `aşera neḳîbâ. veḳâle-llâhü innî me`aküm. lein eḳamtümu-ṣṣalâte veâteytümü-zzekâte veâmentüm birusülî ve`azzertümûhüm veaḳraḍtümü-llâhe ḳarḍan ḥasenel leükeffiranne `anküm seyyiâtiküm veleüdḫilenneküm cennâtin tecrî min taḥtihe-l'enhâr. femen kefera ba`de ẕâlike minküm feḳad ḍalle sevâe-ssebîl.
DİYANET VAKFI
12. Andolsun ki Allah, İsrailoğullarından söz almıştı. (Kefil olarak) içlerinden on iki de başkan göndermiştik. Allah onlara şöyle demişti: Ben sizinle beraberim. Eğer namazı dosdoğru kılar, zekatı verir, peygamberlerime inanır, onları desteklerseniz ve Allah'a güzel borç verirseniz (ihtiyacı olanlara Allah rızası için faizsiz borç verirseniz) andolsun ki sizin günahlarınızı örterim ve sizi, zemininden ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra sizden kim inkar yolunu tutarsa doğru yoldan sapmışolur.
DİYANET İŞLERİ
12. And olsun ki, Allah, İsrailoğullarından söz almıştı. Onlardan oniki reis seçtik. Allah: "Ben şüphesiz sizinleyim, namaz kılarsanız, zekat verirseniz, peygamberlerime inanır ve onlara yardım ederseniz, Allah uğrunda güzel bir takdimede bulunursanız, and olsun ki kötülüklerinizi örterim. And olsun ki, sizi içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyarım. Bundan sonra sizden kim inkar ederse şüphesiz doğru yoldan sapmış olur" dedi.
ELMALILI HAMDI YAZIR
12. Allah, İsrailoğularından söz almıştı. İçlerinden on iki müfettiş göndermiştik... Allah şöyle demişti: " Ben, muhakkak sizinle beraberim. Namazı dosdoğru kıldığınız, zekatı verdiğiniz, peygamberlerime iman ettiğiniz ve onlara yardımda bulunduğunuz, (mallarınızı) Allah yolunda güzelce sarfettiğiniz takdirde, günahlarınızı mutlaka örter ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere korum. Fakat sizden her kim de, bundan sonra küfrederse, dosdoğru yoldan sapmış olur.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
12. Ve Allah İsrailoğullarından kuvvetli söz almıştı ve onlardan on iki emin adam göndermiştik ve Allah demişti ki: Ben, sizinleyim, namaz kılarsanız, zekat verirseniz, peygamberlerime inanır, onlara yardım edip ulularsanız ve Allah'a borç verircesine onun yolunda yoksulları doyurur, iyilik eder, para harcarsanız mutlaka kusurlarınızı örter ve mutlaka sizi, kıyılarından ırmaklar akan cennetlere sokarım. Fakat bundan sonra içinizden kafir olan, şüphe yok ki doğru yoldan sapmıştır artık.
ALİ BULAÇ
12. Andolsun, Allah İsrailoğulları'ndan kesin söz (misak) almıştı. Onlardan on iki güvenilir- gözetleyici göndermiştik. Ve Allah onlara: "Gerçekten Ben sizinle birlikteyim. Eğer namazı kılar, zekatı verir, elçilerime inanır, onları savunup-desteklerseniz ve Allah'a güzel bir borç verirseniz, şüphesiz sizin kötülüklerinizi örter ve sizi gerçekten, altından ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra sizden kim inkar ederse, cidden dümdüz bir yoldan sapmıştır."
SÜLEYMAN ATEŞ
12. Allah, İsrail oğullarından söz almıştı ve içlerinden on iki başkan göndermiştik. Allah demişti ki: "Ben sizinle beraberim, eğer namazı kılar, zekatı verirseniz; elçilerime inanır, onlara yardım eder ve Allah'a güzel borç verirseniz, elbette sizin günahlarınızı örterim ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra sizden kim nankörlük ederse, düz yoldan sapmış olur.
GÜLTEKİN ONAN
12. Andolsun, Tanrı İsrailoğullarından misak almıştı. Onlardan on iki güvenilir gözetleyici göndermiştik. Ve Tanrı onlara: "Gerçekten ben sizinle birlikteyim. Eğer namazı kılar, zekatı verir, elçilerime inanır, onları savunup-desteklerseniz ve Tanrı'ya güzel bir borç verirseniz, kuşkusuz sizin kötülüklerinizi örter (keffirenne) ve sizi gerçekten, altından ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra sizden kim küfrederse, cidden dümdüz bir yoldan sapmıştır."
SUAT YILDIRIM
12. Allah İsrail oğullarından kesin söz aldı. Biz onlardan (on iki boydan her birinden bir kefil olmak üzere) on iki de kefil tayin etmiştik. Allah buyurdu ki: “İyi bilin ki Ben sizinle beraberim.Eğer siz namazı dikkatli bir şekilde tamtamına eda eder, zekâtı verir, resullerime iman eder, onlara sahip çıkar,Allah rızası için gerekli yerlere harcayarak Allah'a güzel bir tarzda ödünç verirseniz,Ben elbette sizin kusurlarınızı örter ve elbette sizi içinden ırmaklar akan cennetlere yerleştiririm.Ama kim bundan sonra nankörlük edip küfre saparsa, doğru yoldan sapmış, kendini zayi etmiş olur.”