KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
يَا أَيُّهَا yā eyyuhā ey  
الَّذِينَ elleƶīne kimseler  
امَنُوا āmenū inananlar ا م ن
شَهَادَةُ şehādetu şahidlik etsin ش ه د
بَيْنِكُمْ beynikum aranızda ب ي ن
إِذَا iƶā zaman  
حَضَرَ HaDera geldiği ح ض ر
أَحَدَكُمُ eHadekumu birinize ا ح د
الْمَوْتُ l-mevtu ölüm م و ت
حِينَ Hīne sırasında ح ي ن
الْوَصِيَّةِ l-veSiyyeti vasiyyet و ص ي
اثْنَانِ ṧnāni iki ث ن ي
ذَوَا ƶevā kişi  
عَدْلٍ ǎdlin adil ع د ل
مِنْكُمْ minkum içinizden  
أَوْ ev ya da  
اخَرَانِ āḣarāni diğer iki kişi şahidlik etsin ا خ ر
مِنْ min  
غَيْرِكُمْ ğayrikum sizden olmayan غ ي ر
إِنْ in eğer  
أَنْتُمْ entum siz  
ضَرَبْتُمْ Derabtum yolculuk ederken ض ر ب
فِي  
الْأَرْضِ l-erDi yeryüzünde ا ر ض
فَأَصَابَتْكُمْ feeSābetkum ve başınıza gelmişse ص و ب
مُصِيبَةُ muSībetu musibeti ص و ب
الْمَوْتِ l-mevti ölüm م و ت
تَحْبِسُونَهُمَا teHbisūnehumā onları tutarsınız ح ب س
مِنْ min  
بَعْدِ beǎ’di sonra ب ع د
الصَّلَاةِ S-Salāti namazdan ص ل و
فَيُقْسِمَانِ fe yuḳsimāni yemin etsinler ق س م
بِاللَّهِ billahi Allah’a  
إِنِ ini eğer  
ارْتَبْتُمْ rtebtum kuşkulanırsanız ر ي ب
لَا  
نَشْتَرِي neşterī satmayacağız ش ر ي
بِهِ bihi onu yeminimizi  
ثَمَنًا ṧemenen hiçbir paraya ث م ن
وَلَوْ velev ve eğer  
كَانَ kāne olsa ك و ن
ذَا ƶā  
قُرْبَىٰ ḳurbā akraba da ق ر ب
وَلَا ve lā ve  
نَكْتُمُ nektumu gizlemeyeceğiz ك ت م
شَهَادَةَ şehādete şahidliğini ش ه د
اللَّهِ llahi Allah’ın  
إِنَّا innā yoksa biz elbette  
إِذًا iƶen o zaman  
لَمِنَ lemine kimselerden oluruz  
الْاثِمِينَ l-āṧimīne günahkar ا ث م
TÜRKÇE OKUNUŞ
106. yâ eyyühe-lleẕîne âmenû şehâdetü beyniküm iẕâ ḥaḍara eḥadekümü-lmevtü ḥîne-lveṣiyyeti-ŝnâni ẕevâ `adlim minküm ev âḫarâni min gayriküm in entüm ḍarabtüm fi-l'arḍi feeṣâbetküm müṣîbtü-lmevt. taḥbisûnehümâ mim ba`di-ṣṣalâti feyuḳsimâni billâhi ini-rtebtüm lâ neşterî bihî ŝemenev velev kâne ẕâ ḳurbâ velâ nektümü şehâdete-llâhi innâ iẕel lemine-l'âŝimîn.
DİYANET VAKFI
106. Ey iman edenler! Birinize ölüm gelip çatınca vasiyet esnasında içinizden iki adalet sahibi kişi aranızda şahitlik etsin. Yahut seferde iken başınıza ölüm musibeti gelmişse sizden olmayan, başka iki kişi (şahit olsun). Eğer şüpheye düşerseniz o iki şahidi namazdan sonra alıkor, "Bu vasiyet karşılığında hiçbir şeyi satın almayacağız, akraba (menfaatine) de olsa; Allah (için yaptığımız) şahitliği gizlemiyeceğiz, (aksini yaparsak) bu takdirde biz elbette günahkarlardan oluruz" diye Allah üzerine yemin ettirirsiniz.
DİYANET İŞLERİ
106. Ey İnananlar! Ölüm birinize geldiği zaman vasiyet ederken içinizden iki adil kimseyi; şayet yolculukta olup başınıza da ölüm musibeti gelmişse, namazdan sonra alıkoyacağınız, şüpheleniyorsanız, "Akraba bile olsa yeminle hiçbir değeri değiştirmeyeceğiz, Allah'ın şahidliğini gizlemeyeceğiz, yoksa şüphesiz günahkarlardan oluruz" diye yemin eden sizden olmayan iki kişiyi şahid tutun.
ELMALILI HAMDI YAZIR
106. Ey iman edenler! İçinizden birine ölüm (emareleri) geldiği zaman, vasiyet sırasında aranızdaki şahitliğin hükmü, kendi içinizden iki adaletli şahit, yahut yeryüzünde yolculuğa çıkmış iseniz, ölüm (emareleri de) size gelip çatmışsa, sizden olmayan diğer iki şahit tutmaktır. Eğer (bunlardan) şüpheye düşerseniz, namazdan sonra onları alıkorsunuz. Onlar da Allah'a şöyle yemin ederler: "Akraba bile olsa, yemini bir çıkar karşılığı satmayacağız, Allah'ın şahitliğini gizlemeyeceğiz. Aksi halde günahkârlardan oluruz".
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
106. Ey inananlar, birinize ölüm gelip çatarsa aranızda vasiyet edeceğiniz zaman, sizden iki adil tanık bulunsun. Yolculuktaysanız ve gene size ölüm musibeti gelip çatacaksa sizden olmayan iki kişiyi de tanık tutabilirsiniz. Ancak onları, namazdan sonraya dek alıkoyun da akraba bile olsa Allah'ı bırakıp yerine hiçbir menfaati satın almayacağız, tanıklığımızı, Allah için gizlemeyeceğiz, gizlersek günahkarlardan olalım diye Allah'a yemin etsinler.
ALİ BULAÇ
106. Ey iman edenler, sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, vasiyet hazırlanışında, aranızda içinizden adaletli iki kişiyi (şahid tutun.) Veya yolculukta olup size ölüm musibeti gelip çatarsa, sizden olmayan başka iki kişiyi (şahid tutun. İkisini) Şayet kuşkulanacak olursanız namazdan sonra alıkoyarsınız, onlar da (size): "Akraba dahi olsa onu (yeminimizi) hiçbir değere değiştirmeyeceğiz ve Allah'ın şahidliğini gizlemeyeceğiz. Aksi takdirde biz elbette günahkarlardan oluruz" diye Allah adına yemin etsinler.
SÜLEYMAN ATEŞ
106. Ey inananlar, birinize ölüm gelince vasiyyet sırasında içinizden iki adil kişi, aranızda şahidlik etsin. Ya da yeryüzünde yolculuk ederken başınıza ölüm musibeti gelmişse, sizden olmayan iki kişi (şahidlik etsin). Kuşkulanırsanız, namazdan sonra onları tutar(yemin ettirir)siniz: "Akraba da olsa yeminimizi hiçbir paraya satmayacağız, Allah'ın (üzerimizde bir borç olarak bulunan) şahidliğini gizlemeyeceğiz, yoksa biz, elbette günahkarlardan oluruz,"diye Allah'a yemin ederler.
GÜLTEKİN ONAN
106. Ey inananlar, sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, vasiyet hazırlanışında, aranızda içinizden adaletli iki kişiyi (şahid tutun). Veya yolculukta olup size ölüm musibeti gelip çatarsa, sizden olmayan başka iki kişiyi (şahid tutun. İkisini) Şayet kuşkulanacak olursanız namazdan sonra alıkoyarsınız, onlar da (size): "Akraba dahi olsa onu (yeminimizi) hiç bir değere değiştirmeyeceğiz ve Tanrı'nın şahidliğini gizlemeyeceğiz. Aksi takdirde biz elbette günahkarlardan oluruz" diye Tanrı adına yemin etsinler.
SUAT YILDIRIM
106. Ey iman edenler! Sizde ölüm alâmetleri belirdiğinde, vasiyyet edeceğiniz sırada, içinizden iki dürüst kişiyi şahit tutun. Yahut yolculuk esnasında başınıza ölüm musibeti gelmişse, sizden olmayan başka iki kişi şahit olsun.Eğer şüphe ederseniz, o iki şahidi namazdan sonra tutar ve: “Yeminimizi, akrabalarımızın menfaati de söz konusu olsa, dünyanın hiç bir şeyine değişmeyeceğiz. Allah'ın üzerimizde bir emanet, bir borç olarak bulunan şahitliğini gizlemeyeceğiz. Yoksa biz kesinlikle günahkâr oluruz!” diye Allah’a yemin ettirirsiniz.