TÜRKÇE OKUNUŞ |
26. lillâhi mâ fi-ssemâvâti vel'arḍ. inne-llâhe hüve-lganiyyü-lḥamîd.
|
|
DİYANET VAKFI |
26. Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah'ındır. Bilinmeli ki, asıl gani ve övülmeye layık olan Allah'tır.
|
|
DİYANET İŞLERİ |
26. Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. Şüphesiz Allah müstağnidir, övülmeğe layıktır.
|
|
ELMALILI HAMDI YAZIR |
26. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Gerçekten Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir, daima övülmeye lâyıktır.
|
|
ABDULBAKİ GÖLPINARLI |
26. Allah'ındır ne varsa göklerde ve yeryüzünde; şüphe yok ki Allah, müstağnidir, hamde layıktır.
|
|
ALİ BULAÇ |
26. Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. Şüphesiz Allah, Gani (hiç kimseye ve hiçbir şeye muhtaç olmayan)dır, Hamid (hamd da yalnızca O'na ait)tir.
|
|
SÜLEYMAN ATEŞ |
26. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Allah, işte ğani (zengin) O, övülen O'dur.
|
|
GÜLTEKİN ONAN |
26. Göklerde ve yerde olanlar Tanrı'nındır. Şüphesiz Tanrı, Ganidir, Hamiddir.
|
|
SUAT YILDIRIM |
26. Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Muhakkak ki Allah müstağnîdir, hamîddir (hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, her türlü övgüye lâyıktır).
|
|