KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
إِنَّ inne muhakkak  
اللَّهَ llahe Allah  
لَا değildir  
يَسْتَحْيِي yesteHyī çekinecek ح ي ي
أَنْ en  
يَضْرِبَ yeDribe misal vermekten ض ر ب
مَثَلًا meṧelen bir örneği م ث ل
مَا gibi  
بَعُوضَةً beǔDeten bir sivrisineği ب ع ض
فَمَا fe mā hatta olanı  
فَوْقَهَا fevḳahā onun da üstünde ف و ق
فَأَمَّا feemmā gerçekten  
الَّذِينَ elleƶīne kimseler  
امَنُوا āmenū inanan ا م ن
فَيَعْلَمُونَ feyeǎ’lemūne bilirler ع ل م
أَنَّهُ ennehu kesinlikle o  
الْحَقُّ l-Haḳḳu haktır gerçektir ح ق ق
مِنْ min -nden  
رَبِّهِمْ rabbihim Rableri- ر ب ب
وَأَمَّا ve emmā ve ise  
الَّذِينَ elleƶīne edenler  
كَفَرُوا keferū inkar ك ف ر
فَيَقُولُونَ feyeḳūlūne derler ki ق و ل
مَاذَا māƶā neyi  
أَرَادَ erāde istedi kasdetti ر و د
اللَّهُ llahu Allah  
بِهَٰذَا bihāƶā bu  
مَثَلًا meṧelen misalle م ث ل
يُضِلُّ yuDillu saptırır ض ل ل
بِهِ bihi onunla  
كَثِيرًا keṧīran bir çoğunu ك ث ر
وَيَهْدِي ve yehdī ve yine yola getirir ه د ي
بِهِ bihi onunla  
كَثِيرًا keṧīran bir çoğunu ك ث ر
وَمَا ve mā -maz  
يُضِلُّ yuDillu saptır- ض ل ل
بِهِ bihi onunla  
إِلَّا illā başkasını  
الْفَاسِقِينَ l-fāsiḳīne fasıklardan ف س ق
TÜRKÇE OKUNUŞ
26. inne-llâhe lâ yestaḥyî ey yaḍribe meŝelem mâ be`ûḍaten femâ fevḳahâ. feemme-lleẕîne âmenû feya`lemûne ennehü-lḥaḳḳu mir rabbihim. veemme-lleẕîne keferû feyeḳûlûne mâẕâ erâde-llâhü bihâẕâ meŝelâ. yüḍillü bihî keŝîrav veyehdî bihî keŝîrâ. vemâ yüḍillü bihî ille-lfâsiḳîn.
DİYANET VAKFI
26. Şüphesiz Allah (hakkı açıklamak için) sivrisinek ve onun da ötesinde bir varlığı misal getirmekten çekinmez. İman etmişlere gelince, onlar böyle misallerin Rablerinden gelen hak ve gerçek olduğunu bilirler. Kafir olanlara gelince: Allah böyle misal vermekle ne murat eder? derler. Allah onunla birçok kimseyi saptırır, birçoklarını da doğru yola yöneltir. Verdiği misallerle Allah ancak fasıkları saptırır (çünkü bunlar birer imtihandır).
DİYANET İŞLERİ
-26-27-. Allah sivrisineği ve onun üstününü misal olarak vermekten çekinmez. İnananlar bunun Rablerinden bir gerçek olduğunu bilirler. İnkar edenler ise "Allah bu misalle neyi murad etti?" derler, O, bu misalle birçoğunu saptırır, birçoğunu da yola getirir. Onunla saptırdığı yalnız fasıklardır ki onlar Allah'la yapılan sözleşmeyi kabulden sonra bozarlar. Allah'ın birleştirilmesini buyurduğu şeyi ayırırlar ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar; zarara uğrayanlar işte onlardır.
ELMALILI HAMDI YAZIR
26. Muhakkak ki Allah bir sivri sineği, hatta daha üstününü misal getirmekten çekinmez. İman edenler bilirler ki, o şüphesiz haktır, Rabb'lerındandır. Ama küfre saplananlar: "Allah böyle bir misal ile ne demek istedi?" derler. Allah onunla birçoklarını şaşırtır, yine onunla birçoklarını yola getirir. Onunla ancak o fasıkları şaşırtır.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
26. Şüphe yok ki Allah, sivrisineği de örnek getirmekten çekinmez, ondan üstün olanları da. İnananlar bilirler ki bu örnek, yerindedir ve Rablerindendir. Fakat inanmayanlar, Allah bu örnekle ne demek istiyor ki derler. O, bununla çoklarını şaşırtıp azdırır, çoklarını da doğru yola getirir. Azdırıp şaşırttıkları, ancak kötü işler yapanlardır.
ALİ BULAÇ
26. Şüphesiz Allah, bir sivrisineği de, ondan üstün olanı da, (herhangi bir şeyi) örnek vermekten çekinmez. Böylece iman edenler, kuşkusuz bunun Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler; inkar edenler ise, "Allah, bu örnekle neyi amaçlamış?" derler. (Oysa Allah,) Bununla birçoğunu saptırır, birçoğunu da hidayete erdirir. Ancak O, fasıklardan başkasını saptırmaz.
SÜLEYMAN ATEŞ
26. Allah, bir sivrisineği hatta onun da üstünde olan(ondan daha zayıf bir varlığ)ımisal vermekten utanmaz. İnananlar onun, Rablerinden (gelen) bir gerçek olduğunu bilirler. İnkar edenler ise: "Allah, bu misalle ne demek istedi?" derler. (Allah), onunla birçoğunu saptırır ve yine onunla birçoğunu yola getirir. Onunla sadece fasıkları saptırır.
GÜLTEKİN ONAN
26. Tanrı küçük bir sivrisinekten daha büyüğüne kadar her çeşit örneği vermekten (yedribe meselen) çekinmez. İnananlar bunun rablerinden gelen bir gerçek (hakk) olduğunu bilirler. Kafirler ise "Tanrı bu örnek (mesel) ile neyi amaçladı (irade)?" derler. O, bununla bir kısmını / çoğunu (kesiyr) saptırır (yudıllü-dalalet) ve bir kısmını / çoğunu da doğruya iletir (yehdiy). O, bununla sadece fasıkları saptırır (dalalet).
SUAT YILDIRIM
26. Allah gerçeği açıklamak için bir sivrisineği, hatta onun ötesinde olan bir şeyi misal getirmekten çekinmez. İman edenler onun Rab'lerinden gelen gerçek olduğunu bilirler. Kâfirler ise “Allah böyle misal vermekle ne kasdediyor?” derler. Allah bu misal ile birçoklarını şaşırtır, yine onunla birçoklarını yola getirir; ancak bununla fâsıklardan başkasını şaşırtmaz. (22,73; 29,41; 14,24; 74;31; 13,19-25)