KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
كَانَ kāne idi ك و ن
النَّاسُ n-nāsu insanlar ن و س
أُمَّةً ummeten ümmet ا م م
وَاحِدَةً vāHideten bir tek و ح د
فَبَعَثَ febeǎṧe sonra gönderdi ب ع ث
اللَّهُ llahu Allah  
النَّبِيِّينَ n-nebiyyīne peygamberleri ن ب ا
مُبَشِّرِينَ mubeşşirīne müjdeciler ب ش ر
وَمُنْذِرِينَ ve munƶirīne ve uyarıcılar olarak ن ذ ر
وَأَنْزَلَ ve enzele ve indirdi ن ز ل
مَعَهُمُ meǎhumu onlarla beraber  
الْكِتَابَ l-kitābe Kitabı ك ت ب
بِالْحَقِّ bil-Haḳḳi hak olarak ح ق ق
لِيَحْكُمَ liyeHkume hükmetmek üzere ح ك م
بَيْنَ beyne arasında ب ي ن
النَّاسِ n-nāsi insanlar ن و س
فِيمَا fīmā konularda  
اخْتَلَفُوا ḣtelefū anlaşmazlığa düştükleri خ ل ف
فِيهِ fīhi onda  
وَمَا ve mā ve  
اخْتَلَفَ ḣtelefe anlaşmazlığa düştüler خ ل ف
فِيهِ fīhi oKitap hakkında  
إِلَّا illā dışında  
الَّذِينَ elleƶīne kendilerine  
أُوتُوهُ ūtūhu Kitap verilmiş olanlar ا ت ي
مِنْ min  
بَعْدِ beǎ’di sonra ب ع د
مَا  
جَاءَتْهُمُ cāethumu kendilerine geldikten ج ي ا
الْبَيِّنَاتُ l-beyyinātu açık deliller ب ي ن
بَغْيًا beğyen sırf kıskançlıktan ötürü ب غ ي
بَيْنَهُمْ beynehum aralarındaki ب ي ن
فَهَدَى fe hedā bunun üzerine iletti ه د ي
اللَّهُ llahu Allah  
الَّذِينَ elleƶīne kimseleri  
امَنُوا āmenū iman eden ا م ن
لِمَا limā  
اخْتَلَفُوا ḣtelefū ayrılığa düştükleri خ ل ف
فِيهِ fīhi kendisinde  
مِنَ mine  
الْحَقِّ l-Haḳḳi gerçeğe ح ق ق
بِإِذْنِهِ biiƶnihi kendi izniyle ا ذ ن
وَاللَّهُ vallahu Allah  
يَهْدِي yehdī iletir ه د ي
مَنْ men kimseyi  
يَشَاءُ yeşāu dilediği ش ي ا
إِلَىٰ ilā  
صِرَاطٍ SirāTin yola ص ر ط
مُسْتَقِيمٍ musteḳīmin doğru ق و م
TÜRKÇE OKUNUŞ
213. kâne-nnâsü ümmetev vâḥideten febe`aŝe-llâhü-nnebiyyîne mübeşşirîne vemünẕirîn. veenzele me`ahümü-lkitâbe bilḥaḳḳi liyaḥküme beyne-nnâsi fîme-ḫtelefû fîh. veme-ḫtelefe fîhi ille-lleẕîne ûtûhü mim ba`di mâ câethümü-lbeyyinâtü bagyem beynehüm. fehede-llâhü-lleẕîne âmenû lime-ḫtelefû fîhi mine-lḥaḳḳi biiẕnih. vellâhü yehdî mey yeşâü ilâ ṣirâṭim müsteḳîm.
DİYANET VAKFI
213. İnsanlar bir tek ümmet idi. Sonra Allah, müjdeleyici ve uyarıcı olarak peygamberleri gönderdi. İnsanlar arasında, anlaşmazlığa düştükleri hususlarda hüküm vermeleri için, onlarla beraber hak yolu gösteren kitapları da gönderdi. Ancak kendilerine kitap verilenler, apaçık deliller geldikten sonra, aralarındaki kıskançlıktan ötürü dinde anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah iman edenlere, üzerinde ihtilafa düştükleri gerçeği izniyle gösterdi. Allah dilediğini doğru yola iletir.
DİYANET İŞLERİ
213. İnsanlar bir tek ümmetti. Allah peygamberleri müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdi; insanların ayrılığa düşecekleri hususlarda aralarında hüküm vermek için onlarla birlikte hak Kitaplar indirdi. Ancak Kitap verilenler, kendilerine belgeler geldikten sonra, aralarındaki ihtiras yüzünden onda ayrılığa düştüler. Allah, inananları, ayrılığa düştükleri gerçeğe kendi izni ile eriştirdi. Allah dilediğini doğru yola eriştirir.
ELMALILI HAMDI YAZIR
213. İnsanlar tek bir ümmetti. Ayrılmaları üzerine Allah, rahmetinin müjdecileri ve azabının habercileri olmak üzere peygamberler gönderdi ve beraberlerinde hak ile ilgili kitap indirdi ki, insanların, aralarında ihtilaf ettikleri şeyler hakkında hakem olsun. Bunda da sırf o kitap verilenler, kendilerine bunca deliller geldikten sonra tuttular, aralarındaki hırs ve kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah kendi izniyle, iman edenleri, onların hakkında anlaşmazlığa düştükleri hakka, ulaştırdı. Allah, dilediğini doğru yola iletir.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
213. İnsanlar tek bir ümmetti. Allah müjdeci ve korkutucu olarak peygamberler gönderdi. İnsanların ayrılığa düştükleri şeylerde, aralarında dosdoğru hükmetmek üzere onlara kitap da indirdi. Onlara bunca açık deliller geldikten sonra da gene ancak ihtirasları yüzünden tuttular da ihtilafa düştüler. Halbuki Allah inananları, onların ihtilafa düştükleri doğru şeye, kendi izniyle muvaffak etti, gerçeğe ulaştırdı. Allah, dilediğini doğru ve düz yola çıkarır.
ALİ BULAÇ
213. İnsanlar tek bir ümmetti. Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere hak kitaplar indirdi. Oysa kendilerine apaçık ayetler geldikten sonra, birbirlerine karşı olan 'azgınlık ve kıskançlıkları’ yüzünden anlaşmazlığa düşenler, o, (kitap) verilenlerden başkası değildir. Böylece Allah, iman edenleri, hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe Kendi izniyle eriştirdi. Allah, kimi dilerse onu doğruya yöneltir.
SÜLEYMAN ATEŞ
213. İnsanlar bir tek ümmet idi. Sonra Allah, peygamberleri, müjdeciler ve uyarıcılar olarak gönderdi; onlarla beraber, anlaşmazlığa düştükleri konularda insanlar arasında hükmetmek üzere, içinde gerçekleri taşıyan Kitabı indirdi. Kendilerine Kitap verilmiş olanlar, kendilerine açık deliller geldikten sonra, sırf aralarındaki kıskançlıktan ötürü o(Kitap hakkı)nda anlaşmazlığa düştü(ler). Bunun üzerine Allah, kendi izniyle inananları, onların üzerinde ayrılığa düştükleri gerçeğe iletti. Allah, dilediğini doğru yola iletir.
GÜLTEKİN ONAN
213. İnsanlar tek bir ümmetti. Tanrı, müjdeciler ve uyarıcılar olarak elçiler gönderdi ve beraberlerinde, insanların ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm vermek üzere hak kitaplar indirdi. Oysa kendilerine apaçık ayetler geldikten sonra, birbirlerine karşı olan 'azgınlık ve kıskançlıkları' yüzünden anlaşmazlığa düşenler, o (kitap) verilenlerden başkası değildir. Böylece Tanrı, inananları, hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe kendi izniyle eriştirdi. Tanrı kimi dilerse onu doğruya yöneltir.
SUAT YILDIRIM
213. Bütün insanlar bir tek ümmet teşkil ediyorlardı. Aralarında ihtilâflar başlayınca, Allah onlara içlerinden müjdeleyici ve uyarıcı olarak peygamberler gönderdi. Onların beraberinde, insanlar arasında hükmetmek için, kitap ve hikmeti gönderdi ki, ihtilâf ettikleri konularda aralarında hükmetsin. Halbuki, o meselelerde anlaşmazlığa düşenler, kendilerine apaçık âyetlerimiz geldikten sonra, sırf aralarındaki haset yüzünden ihtilâfa düşen Ehl-i kitaptan başkası değildi. Allah da, onların hakkında ihtilâf ettikleri gerçeği, Kendi izni ile bu iman edenlere bildirdi. Öyle ya, Allah dilediğini doğru yola eriştirir. (10,19)