KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
أَوْ ev ya da onlar  
كَصَيِّبٍ keSayyibin boşanan yağmur gibi ص و ب
مِنَ mine -ten  
السَّمَاءِ s-semāi gök س م و
فِيهِ fīhi içinde  
ظُلُمَاتٌ Zulumātun karanlıklar ظ ل م
وَرَعْدٌ ve raǎ’dun ve gök gürlemesi ر ع د
وَبَرْقٌ ve berḳun ve şimşek ler ب ر ق
يَجْعَلُونَ yec’ǎlūne tıkarlar ج ع ل
أَصَابِعَهُمْ eSābiǎhum parmaklarını ص ب ع
فِي içine  
اذَانِهِمْ āƶānihim kulakları ا ذ ن
مِنَ mine -nden  
الصَّوَاعِقِ S-Savāǐḳi yıldırım sesleri ص ع ق
حَذَرَ Haƶera korkusuyla ح ذ ر
الْمَوْتِ l-mevti ölüm م و ت
وَاللَّهُ vallahu oysa Allah  
مُحِيطٌ muHīTun tamamen kuşatmıştır ح و ط
بِالْكَافِرِينَ bil-kāfirīne inkarcıları ك ف ر
TÜRKÇE OKUNUŞ
19. ev keṣayyibim mine-ssemâi fîhi żulümâtüv vera`düv veberḳ. yec`alûne eṣâbi`ahüm fî âẕânihim mine-ṣṣavâ`iḳi ḥaẕera-lmevt. vellâhü müḥîṭum bilkâfirîn.
DİYANET VAKFI
19. Yahut (onların durumu), gökten sağanak halinde boşanan, içinde yoğun karanlıklar, gürültü ve yıldırımlar bulunan yağmur(a tutulmuş kimselerin durumu) gibidir. O münafıklar yıldırımlardan gelecek ölüm korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Halbuki Allah, kafirleri çepeçevre kuşatmıştır.
DİYANET İŞLERİ
19. Bir kısmı da, karanlıklarda, gök gürlemeleri ve şimşek arasında gökten boşanan sağanağa tutulup, yıldırımlardan ölmek korkusu ile parmaklarını kulaklarına tıkayan kimseye benzer.
ELMALILI HAMDI YAZIR
19. Yahut (onların durumu), gökten boşanan, içinde karanlıklar, gök gürlemesi ve şimşek(ler) bulunan bir yağmur(a tutulmuşun hali) gibidir. Yıldırımlardan ölmek korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Oysa Allah, inkârcıları tamamen kuşatmıştır.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
19. Yahut da gökten boşana boşana yağan yağmura tutulmuşa benzerler; orada karanlıklar var, gök gürlemede, şimşek çakmada. Ölüm korkusuyla yıldırımların sesini duymamak için parmaklarıyla kulaklarını tıkarlar. Allah'sa inanmayanları çepçevre kaplamış, kavramıştır.
ALİ BULAÇ
19. Ya da (bunlar) karanlıklar, gök gürültüsü ve şimşek(ler)le yüklü, 'gökten şiddetli bir yağmur fırtınasına tutulmuş gibidirler ki, yıldırımların saldığı dehşetle'; ölüm korkusundan parmaklarıyla kulaklarını tıkarlar. Oysa Allah kafirleri çepeçevre kuşatıcıdır.
SÜLEYMAN ATEŞ
19. Ya da (onlar), gökten boşanan, içinde karanlıklar, gök gürlemesi ve şimşek (ler) bulunan bir yağmur(a tutulmuş) gibi(dirler). Yıldırım seslerinden ölüm korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar; oysa Allah, inkarcıları tamamen kuşatmıştır.
GÜLTEKİN ONAN
19. Ya da, karanlık, gökgürültüsü ve şimşekler arasında gökten boşanan bir yağmur altında yıldırımlardan ölüm korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkayan kimseye benzerler. Tanrı kafirleri böyle kuşat-mıştır (muhiytun).
SUAT YILDIRIM
19. Yahut onların durumu gökten sağanak halinde boşanan ve içinde yoğun karanlıklar, gök gürlemeleri ve şimşekler bulunan yağmura tutulmuş kimselerin durumuna benzer. Yıldırımların verdiği dehşetle, ölüm korkusundan, parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Fakat Allah kâfirleri çepeçevre kuşatır. (63,4; 9,56-57; 57,13-15)