KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
قَالَ ḳāle Fir’avn dedi ki ق و ل
امَنْتُمْ āmentum inandınız mı? ا م ن
لَهُ lehu ona  
قَبْلَ ḳable önce ق ب ل
أَنْ en ki  
اذَنَ āƶene ben izin vermeden ا ذ ن
لَكُمْ lekum size  
إِنَّهُ innehu şüphesiz O  
لَكَبِيرُكُمُ lekebīrukumu büyüğünüzdür ك ب ر
الَّذِي lleƶī kimsedir  
عَلَّمَكُمُ ǎllemekumu size öğreten ع ل م
السِّحْرَ s-siHra büyüyü س ح ر
فَلَأُقَطِّعَنَّ feleuḳaTTiǎnne öyleyse ben keseceğim ق ط ع
أَيْدِيَكُمْ eydiyekum sizin ellerinizi ي د ي
وَأَرْجُلَكُمْ ve erculekum ve ayaklarınızı ر ج ل
مِنْ min  
خِلَافٍ ḣilāfin çapraz خ ل ف
وَلَأُصَلِّبَنَّكُمْ veleuSallibennekum ve sizi asacağım ص ل ب
فِي  
جُذُوعِ cuƶūǐ dallarına ج ذ ع
النَّخْلِ n-neḣli hurma ن خ ل
وَلَتَعْلَمُنَّ veleteǎ’lemunne ve bileceksiniz ع ل م
أَيُّنَا eyyunā hangimizin  
أَشَدُّ eşeddu daha çetinmiş ش د د
عَذَابًا ǎƶāben azabı ع ذ ب
وَأَبْقَىٰ ve ebḳā ve sürekli imiş ب ق ي
TÜRKÇE OKUNUŞ
71. ḳâle âmentüm lehû ḳable en âẕene leküm. innehû lekebîrukümü-lleẕî `allemekümü-ssiḥr. feleüḳaṭṭi`anne eydiyeküm veercüleküm min ḫilâfiv veleüṣallibenneküm fî cüẕû`i-nnaḫl. veleta`lemünne eyyünâ eşeddü `aẕâbev veebḳâ.
DİYANET VAKFI
71. (Firavun) Şöyle dedi: Ben size izin vermeden önce ona inandınız öyle mi! Hakikat şu ki o, size büyü öğreten ulunuzdur. Şimdi elleriniz ile ayaklarınızı tereddüt etmeden çaprazlama keseceğim ve sizi hurma dallarına asacağım! Böylece, hangimizin azabının daha şiddetli ve sürekli olduğunu iyice anlayacaksınız.
DİYANET İŞLERİ
71. Firavun "Ben size izin vermeden mi O'na inandınız? Doğrusu size sihri öğreten, büyüğünüz odur. And olsun ki, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sizi hurma kütüklerine asacağım. Hangimizin azabının daha çetin ve daha devamlı olduğunu bileceksiniz" dedi.
ELMALILI HAMDI YAZIR
71. Firavun: "Ben size izin vermeden mi ona iman ettiniz? O, muhakkak size sihir öğreten büyüğünüzdür. And olsun ki, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve muhakkak sizi hurma dallarına asacağım. Böylece hangimizin azabının daha şiddetli ve devamlı olduğunu bileceksiniz" dedi.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
71. Siz dedi Firavun, ben size izin vermeden inandınız mı ona? Şüphe yok ki o size büyü öğreten büyüğünüz. Ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve hurma dallarına astıracağım sizi, o vakit bilir, anlarsınız hangimizin azabı daha çetin ve daha sürekli.
ALİ BULAÇ
71. (Firavun) Dedi ki: "Ben size izin vermeden önce ona inandınız öyle mi? Şüphesiz o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür. O halde ben de sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çapraz olarak keseceğim ve sizi hurma dallarında sallandıracağım. Siz de elbette, hangimizin azabı daha şiddetliymiş ve daha sürekliymiş öğrenmiş olacaksınız."
SÜLEYMAN ATEŞ
71. (Fir'avn): "Ben size izin vermeden ona inandınız ha? O, size büyü öğreten büyüğünüzdür. Öyleyse ben de sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çapraz keseceğim ve sizi hurma dallarına asacağım, hangimizin azabı daha çetin ve sürekli imiş bileceksiniz!" dedi.
GÜLTEKİN ONAN
71. (Firavun) Dedi ki: "Ben size izin vermeden önce O'na inandınız, öyle mi? Şüphesiz o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür. O halde ben de sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çapraz olarak keseceğim ve sizi hurma dallarında sallandıracağım. Siz de elbette, hangimizin azabı daha şiddetliymiş ve daha sürekliymiş öğrenmiş olacaksınız."
SUAT YILDIRIM
71. “Ya!” dedi Firavun, “benden izin çıkmadan ona inandınız ha! Demek ki size sihri öğreten ustanız oymuş! Ellerinizi ve ayaklarınızı farklı yönlerden keseceğim ve sizi hurma dallarına asacağım! Kimin azabının daha şiddetli, daha devamlı olduğunu işte o zaman anlayacaksınız!” (7,123)