KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
إِنِّي innī şüphesiz ben  
تَوَكَّلْتُ tevekkeltu güvendim و ك ل
عَلَى ǎlā  
اللَّهِ llahi Allah’a  
رَبِّي rabbī benim Rabbim ر ب ب
وَرَبِّكُمْ ve rabbikum ve sizin Rabbiniz olan ر ب ب
مَا yoktur  
مِنْ min hiçbir  
دَابَّةٍ dābbetin canlı د ب ب
إِلَّا illā ki  
هُوَ huve O’nun Allah  
اخِذٌ āḣiƶun tutmadığı ا خ ذ
بِنَاصِيَتِهَا bināSiyetihā onun perçeminden ن ص ي
إِنَّ inne şüphesiz  
رَبِّي rabbī Rabbim ر ب ب
عَلَىٰ ǎlā üzeredir  
صِرَاطٍ SirāTin yol ص ر ط
مُسْتَقِيمٍ musteḳīmin doğru ق و م
TÜRKÇE OKUNUŞ
56. innî tevekkeltü `ale-llâhi rabbî verabbiküm. mâ min dâbbetin illâ hüve âḫiẕüm binâṣiyetihâ. inne rabbî `alâ ṣirâṭim müsteḳîm.
DİYANET VAKFI
56. "Ben, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a dayandım. Çünkü yürüyen hiçbir varlık yoktur ki, O, onun perçeminden tutmuş olmasın. Şüphesiz Rabbim dosdoğru yoldadır."
DİYANET İŞLERİ
-54-55-56-. Bir kısım tanrılarımız seni çarpmıştır, demekten başka birşey demeyiz" dediler. Hud: "Doğrusu ben Allah'ı şahit tutuyorum; siz de şahit olun ki ben O'nu bırakıp koştuğunuz ortaklardan uzağım. Hepiniz bana tuzak kurun sonra da ertelemeyin. Ben, ancak benim de sizin de Rabbiniz olan Allah'a güvenirim. Hiçbir canlı yoktur ki Allah ona el koymamış bulunsun. Rabbim elbette doğru yoldadır. Eğer yüz çevirirseniz, şüphesiz ben size benimle gönderileni bildirdim. Rabbim sizden başka bir milleti yerinize getirebilir, O'na bir şey de yapamazsınız. Doğrusu Rabbim herşeyi koruyandır" dedi.
ELMALILI HAMDI YAZIR
54. "Ancak şu kadarını diyebiliriz ki; "tanrılarımızdan bazısı seni fena çarpmış". O da dedi ki; "Allah'ı şahit tutuyorum, siz de şahid olun ki ben, Allah'a koştuğunuz ortaklardan uzağım."
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
54. Tanrılarımızın bir kısmı seni fena çarpmış deriz de başka bir şeycik demeyiz. O, şüphe yok ki dedi, ben Allah'ı tanık tutmadayım, siz de tanık olun, ben sizin şirk koştuğunuz şeylerden tamamıyla uzağım.
ALİ BULAÇ
54. "Biz: 'Bazı ilahlarımız seni çok kötü çarpmıştır' (demekten) başka bir şey söylemeyiz." Dedi ki: "Allah'ı şahid tutarım, siz de şahidler olun ki, gerçekten ben, sizin şirk koştuklarınızdan uzağım."
SÜLEYMAN ATEŞ
54. (Senin hakkında) seni tanrılarımızdan biri fena çarpmış!" demekten başka bir söz bulamıyoruz" Dedi ki: "Ben Allah'ı şahid tutuyorum, siz de şahid olun ki, ben sizin (Allah'a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım."
GÜLTEKİN ONAN
54. "Biz: 'Bazı tanrılarımız seni çok kötü çarpmıştır' (demekten) başka bir şey söylemeyiz." Dedi ki: "Tanrı'yı şahid tutarım, siz de şahidler olun ki, gerçekten ben sizin şirk koştuklarınızdan uzağım."
SUAT YILDIRIM
54. “Galiba tanrılarımızdan biri seni pek fena çarpmış!” demekten başka bir şey söyleyemeyiz. Hûd dedi ki: “Ben Allah'ı şahit tutuyorum, siz de şahid olun ki: ben sizin Allah’a şerik koştuklarınızdan hiç birini tanımıyorum. Artık hepiniz toplanın, bana istediğiniz tuzağı kurun, hiç göz açtırmayın, hiç süre tanımayın.Ben benim de, sizin de Rabbiniz olan Allah’a dayanıp güvendim. Hiç bir canlı yoktur ki mukadderatı O’nun elinde olmasın. Rabbim elbette tam istikamet üzeredir.” (10,71)