KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
أَوَلَمْ evelem  
يَسِيرُوا yesīrū hiç gezip dolaşmadılar mı? س ي ر
فِي  
الْأَرْضِ l-erDi yeryüzünde ا ر ض
فَيَنْظُرُوا fe yenZurū görsünler ن ظ ر
كَيْفَ keyfe nasıl ك ي ف
كَانَ kāne olduğunu ك و ن
عَاقِبَةُ ǎāḳibetu sonunun ع ق ب
الَّذِينَ elleƶīne kimselerin  
مِنْ min  
قَبْلِهِمْ ḳablihim kendilerinden önceki ق ب ل
وَكَانُوا ve kānū onlar idiler ك و ن
أَشَدَّ eşedde daha güçlü ش د د
مِنْهُمْ minhum bunlardan  
قُوَّةً ḳuvveten kuvvet bakımından ق و ي
وَمَا vemā ve yoktur  
كَانَ kāne ك و ن
اللَّهُ llahu Allah’ı  
لِيُعْجِزَهُ liyuǎ’cizehu engelleyecek ع ج ز
مِنْ min hiçbir  
شَيْءٍ şeyin şey ش ي ا
فِي  
السَّمَاوَاتِ s-semāvāti göklerde س م و
وَلَا ve lā ve yoktur  
فِي  
الْأَرْضِ l-erDi yerde ا ر ض
إِنَّهُ innehu şüphesiz O  
كَانَ kāne ك و ن
عَلِيمًا ǎlīmen bilendir ع ل م
قَدِيرًا ḳadīran güçlüdür ق د ر
TÜRKÇE OKUNUŞ
44. evelem yesîrû fi-l'arḍi feyenżurû keyfe kâne `âḳibetü-lleẕîne min ḳablihim vekânû eşedde minhüm ḳuvveh. vemâ kâne-llâhü liyü`cizehû min şey'in fi-ssemâvâti velâ fi-l'arḍ. innehû kâne `alîmen ḳadîrâ.
DİYANET VAKFI
44. Bunlar yeryüzünde gezip de kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğunu görmediler mi? Halbuki onlar, bunlardan daha güçlü idiler. Ne göklerde ne de yerde Allah'ı aciz bırakacak bir güç vardır. O, bilendir, güçlüdür.
DİYANET İŞLERİ
44. Yeryüzünde gezip, kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğunu görmezler mi? Onlar, kendilerinden daha kuvvetliydiler. Göklerde ve yerde Allah'ı aciz bırakabilecek yoktur. Şüphesiz O bilendir, Kadir olandır.
ELMALILI HAMDI YAZIR
44. Yeryüzünde gezip bir bakmadılar mı, kendilerinden öncekilerin sonu nasıl olmuş? Halbuki onlar, bunlardan daha kuvvetliydiler. Ne göklerde ve ne de yerde hiçbir şey Allah'ı aciz bırakamaz. Çünkü o her şeyi bilendir, her şeye kâdir olandır.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
44. Yeryüzünde dolaşıp da kendilerinden öncekilerin sonucu ne olmuş, görmezler mi? Ve onlar, bunlardan daha güçlü, daha kuvvetliydi ve Allah'ı aciz bırakamaz hiçbir şey, ister göklerde olsun, ister yeryüzünde; şüphe yok ki o, her şeyi bilir, onun her şeye gücü yeter.
ALİ BULAÇ
44. Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı ki, kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler; üstelik onlar kuvvet bakımından kendilerinden daha güçlüydüler. Göklerde ve yerde Allah'ı aciz bırakacak hiçbir şey yoktur. Şüphesiz O, bilendir, güç yetirendir.
SÜLEYMAN ATEŞ
44. (Bunlar,) Yeryüzünde hiç gez(ip dolaş)madılar mı ki kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğunu görsünler? Onlar, (bunlardan) daha güçlü idiler. Ne göklerde ne de yerde Allah'ı engelleyecek bir şey var. O, bilendir, güçlüdür.
GÜLTEKİN ONAN
44. Yeryüzünde gerip dolaşmıyorlar mı ki, kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler; üstelik onlar kuvvet bakımından kendilerinden daha güçlüydüler. Göklerde ve yerde Tanrı'yı aciz bırakacak hiçbir şey yoktur. Şüphesiz O, bilendir, güç yetirendir.
SUAT YILDIRIM
44. Dünyada hiç dolaşıp da, kendilerinden önce yaşamış milletlerin âkıbetlerinin nasıl olduğuna bakmadılar mı? Onlar, bunlardan daha güçlü idiler. Ne göklerde ve ne de yerde Allah'ı engelleyecek bir şey yoktur. Çünkü O alîmdir, kadirdir (her şeyi hakkıyla bilir ve her şeye gücü yeter).