KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
بِالْبَيِّنَاتِ bil-beyyināti açık kanıtları ب ي ن
وَالزُّبُرِ ve zzuburi ve Kitapları ز ب ر
وَأَنْزَلْنَا ve enzelnā ve indirdik ن ز ل
إِلَيْكَ ileyke sana  
الذِّكْرَ ƶ-ƶikra Zikr’i ذ ك ر
لِتُبَيِّنَ litubeyyine açıklayasın diye ب ي ن
لِلنَّاسِ linnāsi insanlara ن و س
مَا şeyi  
نُزِّلَ nuzzile indirilen ن ز ل
إِلَيْهِمْ ileyhim kendilerine  
وَلَعَلَّهُمْ veleǎllehum ta ki  
يَتَفَكَّرُونَ yetefekkerūne düşünüp öğüt alsınlar ف ك ر
TÜRKÇE OKUNUŞ
44. bilbeyyinâti vezzübür. veenzelnâ ileyke-ẕẕikra litübeyyine linnâsi mâ nüzzile ileyhim vele`allehüm yetefekkerûn.
DİYANET VAKFI
44. Apaçık mucizeler ve kitaplarla (gönderildiler). İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman için ve düşünüp anlasınlar diye sana da bu Kur'an'ı indirdik.
DİYANET İŞLERİ
44. Doğrusu senden önce de kendilerine kitablar ve belgelerle vahyettiğimiz bir takım adamlar gönderdik. Bilmiyorsanız kitablılara sorun. Sana da, insanlara gönderileni açıklayasın diye Kuran'ı indirdik. Belki düşünürler.
ELMALILI HAMDI YAZIR
44. Biz o peygamberleri mucizelerle ve kitaplarla gönderdik. Ey Peygamberim! Sana da Kur'ân'ı indirdik ki, insanlara vahyedileni açıklayasın. Belki onlar da düşünürler.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
44. Onları, delillerle, kitaplarla gönderdik ve sana da, onlara ne indirildiğini açıkça anlatman, düşünmelerini sağlaman için Kur'an'ı indirdik.
ALİ BULAÇ
44. (Onları) Apaçık deliller ve kitaplarla (gönderdik). Sana da zikri (Kur'an'ı) indirdik ki, insanlara kendileri için indirileni açıklayasın ve onlar da iyice düşünsünler, diye.
SÜLEYMAN ATEŞ
44. Açık kanıtları ve Kitapları. Sana da o Zikr'i indirdik ki, kendilerine indirileni insanlara açıklayasın, ta ki düşünüp öğüt alsınlar.
GÜLTEKİN ONAN
44. (Onları) Apaçık deliller ve kitaplarla (gönderdik). Sana da zikri (Kuran'ı) indirdik ki insanlara kendileri için indirileni açıklayasın ve onlar da düşünsünler (yetefekkerun).
SUAT YILDIRIM
44. Evet, belgeler, mûcizeler ve kitaplarla gönderdik onları. Sana da ey Resulüm bu zikri indirdik ki kendilerine indirileni insanlara açıklayasın. Umulur ki düşünüp anlarlar. (17,93-94; 25,20; 21,8; 18,110)