Kur'an Rehberi

Dal-Fe-Ayn د ف ع
Savunmak, geri püskürtmek, vermek, ödemek

Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 10 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
2 kez دَافِع
5 kez دَفَعْ
2 kez دَفْع
1 kez يُدَٰفِعُ

Kökten (دَافِع) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

52:8 دَافِعٍ dāfiǐn engel olacak

İsim Etken Eril Mecrûr İsim Belirsiz

Tûr Suresi 8. Ayet
مَا لَهُ مِنْ دَافِعٍ (8)

8. Ona engel olacak hiçbir şey yoktur.

70:2 دَافِعٌ dāfiǔn def edecek

İsim Etken Eril Merfû` İsim Belirsiz

Me’âric Suresi 2. Ayet
لِلْكَافِرِينَ لَيْسَ لَهُ دَافِعٌ (2)

2. İnkarcılar için; ki onu savacak yoktur,

Kökten (دَفَعْ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

3:167 ادْفَعُوا dfeǔ savunun

Fiil Etken 2. şahıs, Eril, Çoğul Emir Kipi Merfû` İsim Belirsiz

Âl-i İmrân Suresi 167. Ayet
وَلِيَعْلَمَ الَّذِينَ نَافَقُوا ۚ وَقِيلَ لَهُمْ تَعَالَوْا قَاتِلُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ أَوِ ادْفَعُوا ۖ قَالُوا لَوْ نَعْلَمُ قِتَالًا لَاتَّبَعْنَاكُمْ ۗ هُمْ لِلْكُفْرِ يَوْمَئِذٍ أَقْرَبُ مِنْهُمْ لِلْإِيمَانِ ۚ يَقُولُونَ بِأَفْوَاهِهِمْ مَا لَيْسَ فِي قُلُوبِهِمْ ۗ وَاللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا يَكْتُمُونَ (167)

167. İki birliğin karşılaştığı gün sizin başınıza gelenler, ancak Allah'ın dilemesiyle olmuştur ki, bu da, müminleri ayırdetmesi ve münafıkları ortaya çıkarması için idi. Bunlara: "Gelin, Allah yolunda çarpışın; ya da savunma yapın" denildiği zaman, "Harbetmeyi bilseydik, elbette sizin peşinizden gelirdik" dediler. Onlar o gün, imandan çok, kafirliğe yakın idiler. Ağızlarıyla, kalplerinde olmayanı söylüyorlardı. Halbuki Allah, onların içlerinde gizlediklerini daha iyi bilir.

4:6 فَادْفَعُوا fedfeǔ hemen verin

Fiil Etken 2. şahıs, Eril, Çoğul Emir Kipi Merfû` İsim Belirsiz

Nisâ Suresi 6. Ayet
وَابْتَلُوا الْيَتَامَىٰ حَتَّىٰ إِذَا بَلَغُوا النِّكَاحَ فَإِنْ آنَسْتُمْ مِنْهُمْ رُشْدًا فَادْفَعُوا إِلَيْهِمْ أَمْوَالَهُمْ ۖ وَلَا تَأْكُلُوهَا إِسْرَافًا وَبِدَارًا أَنْ يَكْبَرُوا ۚ وَمَنْ كَانَ غَنِيًّا فَلْيَسْتَعْفِفْ ۖ وَمَنْ كَانَ فَقِيرًا فَلْيَأْكُلْ بِالْمَعْرُوفِ ۚ فَإِذَا دَفَعْتُمْ إِلَيْهِمْ أَمْوَالَهُمْ فَأَشْهِدُوا عَلَيْهِمْ ۚ وَكَفَىٰ بِاللَّهِ حَسِيبًا (6)

6. Evlilik çağına gelinceye kadar yetimleri (gözetip) deneyin, eğer onlarda akılca bir olgunlaşma görürseniz hemen mallarını kendilerine verin. Büyüyecekler (de geri alacaklar) diye o malları israf ile ve tez elden yemeyin. Zengin olan (veli) iffetli olmaya çalışsın, yoksul olan da (ihtiyaç ve emeğine) uygun olarak yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman yanlarında şahit bulundurun. Hesap sorucu olarak da Allah yeter.

4:6 دَفَعْتُمْ defeǎ’tum geri verdiğiniz

Fiil Etken 2. şahıs, Eril, Çoğul Geçmiş Zaman Merfû` İsim Belirsiz

23:96 ادْفَعْ İdfeǎ’ savuştur

Fiil Etken 2. şahıs, Eril, Tekil Emir Kipi Merfû` İsim Belirsiz

Mü’minûn Suresi 96. Ayet
ادْفَعْ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ السَّيِّئَةَ ۚ نَحْنُ أَعْلَمُ بِمَا يَصِفُونَ (96)

96. Sen, kötülüğü en güzel bir tutumla sav. Biz onların yakıştırmakta oldukları şeyi çok iyi bilmekteyiz.

41:34 ادْفَعْ dfeǎ’ sav onu

Fiil Etken 2. şahıs, Eril, Tekil Emir Kipi Merfû` İsim Belirsiz

Fussilet Suresi 34. Ayet
وَلَا تَسْتَوِي الْحَسَنَةُ وَلَا السَّيِّئَةُ ۚ ادْفَعْ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ فَإِذَا الَّذِي بَيْنَكَ وَبَيْنَهُ عَدَاوَةٌ كَأَنَّهُ وَلِيٌّ حَمِيمٌ (34)

34. İyilikle kötülük bir olmaz, Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost olur.

Kökten (دَفْع) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

2:251 دَفْعُ def’ǔ savmasaydı

İsim Etken İsim Fiil Eril Emir Kipi Merfû` İsim Belirsiz

Bakara Suresi 251. Ayet
فَهَزَمُوهُمْ بِإِذْنِ اللَّهِ وَقَتَلَ دَاوُودُ جَالُوتَ وَآتَاهُ اللَّهُ الْمُلْكَ وَالْحِكْمَةَ وَعَلَّمَهُ مِمَّا يَشَاءُ ۗ وَلَوْلَا دَفْعُ اللَّهِ النَّاسَ بَعْضَهُمْ بِبَعْضٍ لَفَسَدَتِ الْأَرْضُ وَلَٰكِنَّ اللَّهَ ذُو فَضْلٍ عَلَى الْعَالَمِينَ (251)

251. Sonunda Allah'ın izniyle onları yendiler. Davud da Calut'u öldürdü. Allah ona (Davud'a) hükümdarlık ve hikmet verdi, dilediği ilimlerden ona öğretti. Eğer Allah'ın insanlardan bir kısmının kötülüğünü diğerleriyle savması olmasaydı elbette yeryüzü alt üst olurdu. Lakin Allah bütün insanlığa karşı lütuf ve kerem sahibidir.

22:40 دَفْعُ def’ǔ savunması

İsim Etken İsim Fiil Eril Emir Kipi Merfû` İsim Belirsiz

Hac Suresi 40. Ayet
الَّذِينَ أُخْرِجُوا مِنْ دِيَارِهِمْ بِغَيْرِ حَقٍّ إِلَّا أَنْ يَقُولُوا رَبُّنَا اللَّهُ ۗ وَلَوْلَا دَفْعُ اللَّهِ النَّاسَ بَعْضَهُمْ بِبَعْضٍ لَهُدِّمَتْ صَوَامِعُ وَبِيَعٌ وَصَلَوَاتٌ وَمَسَاجِدُ يُذْكَرُ فِيهَا اسْمُ اللَّهِ كَثِيرًا ۗ وَلَيَنْصُرَنَّ اللَّهُ مَنْ يَنْصُرُهُ ۗ إِنَّ اللَّهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ (40)

40. Onlar, başka değil, sırf "Rabbimiz Allah'tır" dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah, bir kısım insanları (kötülüklerini) diğer bir kısmı ile defedip önlemeseydi, mutlak surette, içlerinde Allah'ın ismi bol bol anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler yıkılır giderdi. Allah, kendisine (kendi dinine) yardım edenlere muhakkak surette yardım eder. Hiç şüphesiz Allah, güçlüdür, galiptir.

Kökten (يُدَٰفِعُ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

22:38 يُدَافِعُ yudāfiǔ defeder şerri

Fiil Mufa’ale Kalıbı Etken İsim Fiil 3. şahıs, Eril, Tekil Şimdiki/Geniş Zaman Merfû` İsim Belirsiz

Hac Suresi 38. Ayet
إِنَّ اللَّهَ يُدَافِعُ عَنِ الَّذِينَ آمَنُوا ۗ إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ كُلَّ خَوَّانٍ كَفُورٍ (38)

38. Allah, iman edenleri korur. Şu da muhakkak ki Allah, hain ve nankör olan herkesi sevgisinden mahrum eder.